“Sen kendini çekici olmadığına, kimsenin seni sevemeyeceğine şartlandırmışsın, bazı şeyleri yaşamanın mümkün olmayacağı kararını vermişsin gibi hissediyor, endişeleniyorum bazen. Ama öyle değil Jude: Seninle birlikte olacak insan çok şanslıdır.”
"Benim zekâm bunu anlamaya yetmiyor" demişti ona saatler gibi gelen bir çalışmanın sonunda, sabırsızlık ve bunaltıdan kendini sokaklara vurup kilometrelerce koşturacak hale geldiğinde.
Jude başını öne eğmişti. "Senin zekân değil mesele" demişti usulca, "ben iyi anlatamıyorum."