Bir arkadaşımın yılbaşı hediyesi olarak aldığı bu kitabı aldığım yalan yanlış bir spoi yüzünden tam anlamıyla süründürerek okudum. Ve bu kitapta şunu anladım ki ben Fitzpatrick'in kız karakterlerine ısınamıyorum ( hush hush'dan Vee'yi saymazsak).
Esas kızımız Britt beni, hush hush'ın Nora'sından bir iki tık daha tatmin etse de tam anlamıyla ısınamadım. Ama bu kitabın erkek karakterlerinin hepsi teker teker kalbimi kazandı (Calvin ve Shaun bile).
Mason(ya da Jude mu demeliyim) hakkında aldığım yalan yanlış bir spoi yüzünden kitaba uranyum gözüyle baktım ve günlerce elimi sürmediğim oldu.Okudukça Mason'u daha fazla sevdim ve "bu çocuk nasıl kötü biri olabilir ki! " krizlerim yüzünden kitaptan zerre kadar zevk alamadım. Ve kitabı bitirdiğim gün en baştan tekrar okudum, aynı heyecanı alamasam da yine de harkulade bir kitaptı.
Bir itiraf«ben aslında kitabın konusunun Stockholm sendromu üzerine kurulu olduğunu zannediyordum ama maalesef değilmiş»
Tüm bu olanlara rağmen Siyah Buz, Hush Hush serisini tek başına geçer bence.
Güzel miydi, kesinlikle
Çerezlik miydi,evet
Okunmalı mı,bence evet (reading slumb'da iseniz kesinlikle evet)
Dipnot«Becca Fitzpatrick'in en iyi kitabıydı bence»