Yabancı devlet vatandaşları da istihbarat ve jurnal faaliyetlerine katılırlar. İsmail Müştak’ın bizzat Hariciye Nazırı Tevfik Paşa’dan aktardığına göre; Fransız sefir, Rusya Baştercümanı ve Avusturya Müsteşarı bizzat Sultan II. Abdülhamid’den aylık maaş alan ve jurnal veren kişilerdendir.
Sayfa 184 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Yüksek pencere ve tavanları, geniş odalarıyla büyük fakat ahenksiz bir bina sayabileceğimiz Tıp Fakültesi, II. Abdülhamid devrinde inşa edilmiş ve söylentiye göre o dönemde aralarında hürriyetçi gençlerin bulunduğu tıp öğrencilerinin sıkıştıkları zaman yakındaki İngiliz Mezarlığına sığınabilecekleri konusunda verilmiş bir jurnal üzerine, fakültenin öğretime açılması bir süre ertelenmişti.
Reklam
"Maalesef, itimatsızlığın neticesi olarak jurnal ve sansür uygulamaları II. Abdülhamid döneminin özelliklerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Kantarın topuzu kaçmıştır.."
"Sultan Hamit'in devr-i saltanatını karartan ve halkı kendisinden soğutan illet jurnalcilikti. Hafiyelik ve jurnalcilik bu dönemde âdeta bir sanat hâline geldi. O sanata sâlik ve maharete mâlik olanlar, babaları, anaları, kardeşleri ve dostları hakkında bile -okuyanı inandıracak tarzda- jurnal verdiklerinden her fert birbirinden şüphelenerek babanın evlâda, evlâdın babaya emniyeti kalmadı. Ehibbâ (dostlar) ve akraba ile buluşup görüşmek, müşkilleşti. Hakkında jurnal verilip de bir belâya uğramamak için herkes dilsiz oldu."
Sayfa 109 - Ötüken Neşriyat, 2. Basım, Mart 2016, İstanbulKitabı okudu
Jurnalcilik
“Herkes ve her şey hafiyelik mevzuu idi. Aile toplantıları, bayram ziyaretleri, gece ziyaretleri, düğün ve cenaze törenleri gözetleme konusu idi. Bu gibi toplantılar resmî hafiyeler tarafından olduğu gibi, hafiye ruhlu âdi şahıslar tarafından da izlenir ve jurnal adıyla saraya rapor edilirdi. Jurnallerin çoğu kin, iftira ve hayal mahsulü ifadeler taşırdı. Tetkik sonunda bu cinsten olduğu tespit edilen jurnallerin sahiplerine ceza verilmezdi; çünkü istihbarat şebekesinin zayıflamasından korkuluyordu. Jurnalciye hiçbir sorumluk düşmemesi sebebiyle hafiyelik saraydan başlamak üzere aile muhitlerine kadar yayılmıştı.”
Sayfa 102 - Ötüken Neşriyat, 2. Basım, Mart 2016, İstanbulKitabı okudu
Diğer taraftan Abdülaziz zamanında basına yönelik uygulanan sansür politikası genişletilip, denetimler sıkılaştırıldı. Kuşkucu bir yapıya sahip olan II. Abdülhamit tarafından jurnal teşkilatına ve hafiye sistemine önem verilmesinin bir sonucu olarak bu dönem bazı çevrelerce istibdat rejimi olarak nitelendirildi.
Reklam
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.