kaan

Güvercin Sesi
Uzak denizlerden geliyorsun Sesinde hep o denizlerin boğukluğuyla, Ellerinde hep o güvercin sesleriyle İndiğin günün gecesi Akrebin yelkovanı tuttuğu bir saat, Ansızın, Görüyorum gözlerinde yarım kalmışlığımı Ekmek istiyorum bütünüme eksiğimi Sonra çizmek istiyorum onu damağımdaki yanık yıldızların tadına. Tenin, eksiğimin boyası, Parmakların, Fırçası oluyorsa da Doğrulmuyor kollarım, bir şey gelmiyor ellerimden. Bir de yetmezmiş gibi, Hep elime yüzüme bulaşıyor şu yalnızlığım, Ben yine damağımdaki yanık yıldızların tadıyla yarım kalıyorum, bulanarak yalnızlığıma, hep o güvercin sesleriyle
Reklam
ÖZ'BENLİK KURAMI
Tek bir an olarak zamanı ele aldığımızda çoğu geçirdiğimiz vakit -o an'dan hariç olmayan zaman dilimi için geçerli bu söylediklerim- tamamen yanılsamalarla hayallerin birleştiği noktada kesişen (buna düşsel, tinsel/iradeye özgün bir kırılma diyebiliriz) kısım özbenliğimizi oluşturan su götürmez bir netliktir. Bu özbenlik oluşumu bir kırılmanın
Başlıksız Şiir
Nemli akşamın Bulandırdığı soluk camların ardındaki Çiçek bozuğu hanemizdeyiz seninle Yeniden şekilleniyoruz, Rutubet kokusunun aromasında Sesine kahve dumanın karışıyor, Daha bir acı konuşuyorsun

Reader Follow Recommendations

See All
Bulantı
Yazıyorum. Saat bilmem kaç. Saat kullanmayı bırakalı çok oldu. Belki de hiçbir zaman kullanmadım. Zamanı hatırlamanın bir olumlu yönü olduğunu sanmıyorum nedendir bilmem ama saatler bana hiçbir zaman samimi gelmemiştir. Benim saatim bir dakika ileri iken senin saatinin bir dakika geri olması bizim 2 dakika zamanda kaybolup boğulmamıza neden olur.
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.