Ya ateş dökülür, ya kurşun yağar
Yazımız, kışımız bir garip oldu
Güneş nasıl batar, ay nerden doğar? Uykumuz, düşümüz bir garip oldu.
Nar çiçeği kandır yaralarımız
Ayrıldı can, beden aralarımız
Siyah ışık verir çıralarımız
İçimiz, dışımız bir garip oldu.
Oğul babayı yer, ana kızı yer
Silah kılıfı yer, kabuk özü yer
Ayran bizi içer, ekmek bizi yer
Suyumuz, aşımız bir garip oldu.
Yuva yas içinde, ocak tedirgin
Meyve dala küskün, çiçek tedirgin
Taş, toprak, ot, balık, böcek tedirgin Kurdumuz, kuşumuz bir garip oldu.
Yanar oylum oylum Herat, Kandahar
Her mevsim, her hafta, her gün sonbahar Konuşmak cinnettir, susmak intihar
Dilimiz, dişimiz bir garip oldu.
Beyinlerde düşüncenin izi yok
Yüreklerde korku, şefkat, sızı yok
Yüz adamdan doksanının yüzü yok
Gövdemiz, başımız bir garip oldu.