Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Eline ahlaksızlık fırsatı geçmeyenlerin ahlaklıyım diye böbürlenme hakkı yoktur...
Sanırım içimizde sakladığımız şeytan için de tam olarak aynısını söyleyebiliriz. Herkesin kabul ettiği ama bir o kadar da inkar ettiği... Doğru şartlar ve gerekli duygular içerisinde bulunursak çaba sarf etmeden aynada yada yolda yürürken karşılaşabiliriz onunla.
Aşk, Teorik Olarak • Yorumum
4/5
Bu yazarın kitaplarına aşığım. Diğer kitaplarına olduğu gibi bu kitabına ve karakterlerine aşık olmuş bulunmaktayım. Yazarın hiç sevmediğim, elektrik almadığım bir kitabı bile yok.
Yazarın yazım dilini çok seviyorum, baya akıcıydı. Bu yazar ne yazsa okurum dediğim yazarlardan "Ali Hazelwood."
Karakterlere bayıldım ama en çok Jack'e! Çok tatlıydı, çok centilmen ve çok düşünceliydi. Yani anlayacağınız Çok çok çoktu arkadaşlar Kitabı okurken kitabın içine girip Jack'i ısırmak istedim tatllığından!
Elsie karakterini de çok sevdim. Kendini Jack'te bulması, artık birinin onu "olduğu" gibi kabul edip sevmesi onun için, karakteri için büyük değişimlerden biriydi. Artık yalan yoktu, dürüstlük vardı. Kendisini karşısında ki kişiye göre şekillendirmek, onun istediği gibi biri olmak yoktu... Kendisi vardı, olduğu kişi ve hep olması gerektiği kişi vardı. Bunları Jack'le birlikte atlatması, Jack'in ona bu konuda yardımcı olması çok güzeldiii.
Kitabı çok beğendim, sadece kitapta akademik anlamda çok şey vardı ve onlardan bir şey anladığım söylenemez. Onun dışında her şey çok güzeldi, çok tadındaydı.
cehaletin kokusu
Bu kitap toplumsal gerçekliğin en iyi örneklerinden biri. Okurken o zamandan bu zamana çokta bir şeyin değişmediğini görüyoruz.kısaca biraz kitaptan bahsedeyim; köylülerin gözünde öğretmenin saygın bir yere sahip olamadığına dair bakış açısını gösteriyor.çünkü onlara öğretmen gavur işi geliyor, öğrettikleri de gavur icadı. Pek istemiyorlar, o
Öncelikle kitap Varoluşçu edebiyatın temsilcilerinden kabul edilen Albert Camus tarafından, varoluşçu bir felsefenin etkileriyle yazılmıştır. Kitabı bu minvalde okuyup değerlendirirsek kitabın belki de absürt ve bize alışılmadık gelebilecek yönlerini (ki buna üslubunu da dahil edebiliriz. Ben ilk başta çeviri özensizliği zannetmiştim ta ki kitabın
DRAM KİTAP
Bu kitap hakkında sabaha kadar konuşabilirim ama tabiki okadar uzun yazamam :) kitap Amerikada yaşayan 4 arkadaş olan Jude JB Malcolm ve Willem arasında geçen arkadaşlığı anlatıyor arkadaşların merkezinde kapalı kutu olan hem zihinsel hem bedensel ağır yaralı olan Jude var zaman içinde üniversitede başlayan arkadaşlıkları kibir şöhret ve
96 syf.
9/10 puan verdi
…………..……………………………………………………………
Yordanka Beleva (d. 1977) Bulgar öykü yazarı ve şairdir. Bulgar Filolojisi ve ardından Kütüphane Yönetimi alanında yüksek lisans, Kütüphanecilik ve Bilgi Bilimleri alanında doktora derecesine sahiptir.
Keder, ünlü ödüllü çağdaş Bulgar şair ve yazar olan Yordanka Beleva'nın hikayelerinden oluşan bir
bu kitabi serinin en garip? kitabi ilan ediyorum. degisik bi kitapti. acikcasi ilk sayfalarda cok umutluydum ama ilk yaridan sonra kitap yolunu sasirdi resmen.
luca'nin hafizasini kaybetmesi hic hosuma gitmedi sanki ana erkek karakter degismis gi i hissettim. luca'nin her seyi kabul edip hatirlamadigi karisina bi anda bu kadar baglanmasi da sacmaydi. isa'yi cok sevmistim basta ve cok zeki, kurnaz bi kadin olarak dikkatimu cekti ama son 100 sayfada iliskileri konusunda o da sacmaladi. zaten her sayfada smut vardi. yeter artik vise olsun smut smut smut biktim diyerek okudum.
rose ile iliskjlerini daha cok okumak isterdim. baba-kiz iliskilerini de hisssedemedim. genel olarak duygular bana gecmedi gerci. luca zaten hic hic hissedemedim adam robot gibiydi. ayrica hosuma gitmeyen bir diger konuda isa'nin KICI. tamam anladik en buyuk popo senin. ilk basta tamam kylie poposu fln diye dusundum ama kitap ilerledikce kizin poposu gozumde o kadar buyuk bi seye donustu ki. plates topu yutmus gibi kocaman bise olarak canlaniyo gozumde.
rahatsiz oldugum diger konu da; genel olarak yas farki olan butun kitaplarda rastadigimiz ve bir sure sonra gozumuze sokuldugu icin gozumuze batan o yas farki. evet baya yas farki vardi ama bu kadar goze sokulunca bende buna takilmaya basladim bi yerden sonra. bir de havuz olayinda kiz 6 yasindaysa luca 22???? abla sen 6 yasindayken 22 yasindaki birine nasil asik olabildin ya??
kitapta sevdigim seyler; hizli akmasi, kisa olmasi, cerezlik bi gunde bitirilecek bi kitap olmasi, kadin karakterin kurnaz, zeki, guclu bi karakter olmasi(ilk sayfalarda daha cok hosuma gitse de..). aklima gelenler bu kadardi. okumak isteyen dostlara simdiden iyi okymalar dilerimm!!
Yine aşk ve romantizm içerikli kitapları seven arkadaşlar için güzel bir romanla geldim; romanımız hem fantastik öge barındırıyor hem de içerisindeki gerçek yaşantıdan hikayelerle birlikte de bizlere aşkı anlatıyor. Kitap karakterimiz Jane çocukluğunda annesi ve babası ayrılmış çocuklardan biri bu yüzden de aşk nedir bilmeyip kendi hayatına kimseyi almıyor ayrıca çocukluktan beri bir hastalığı var ki bazı anlarda gözünün önü puslanıyor, gözü görmüyor ve bayılıcak gibi oluyor bundan dolayı da sürekli doktora giden Jane bir gün bu yaşadığı durumun hastalıktan değil onun özel gücünden olduğunu öğreniyor tabi aklı karışıyor kabul etmek istemiyor ancak sonrasında belirli şeyleri gördükce inanmaya başlıyor tabi bu sırada Jane’in hayatına biri giriyor Cam. Cam Jane’in hayatına girerken farklı amaçlarla giriyor ancak klasik aşk kitaplarındaki sonradan aşık olma olayını yaşıyor tabi Jane önce bu yaptığı için ne kadar sinirlense de sonunda affediyor ve birlikte sonsuza kadar mutlu yaşıyorlar ancak kitabın içerisinde yazılan her aşk hikayesinin sonu mutlu sonla bitmiyor ya da herkes aşkının peşinden gitmiyor ama bu hikayede herkes aşkı tadıyor.
William Shakespeare'in beş perdeden oluşan, trajik-komik hatta fantastik, oyunlarından biridir. Shakespeare'in başka yazarlarla işbirliği yapmadan, tek kendisinin yazmış olduğu son tiyatro eseridir. Fırtına Shakespeare'in en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Oyunun mekânı eski Milano Dükası olan sihirbaz Prospero ve kızı Miranda'nın yaşadığı bir sihirli adadır. Prospero bu adada tahtını elinden alan kardeşi Antonio ve Napoli Kralı Alonso yüzünden 12 yıldır bulunmaktadır. Bu adayı bir ağaçta hapisten kurtardığı Ariel adlı bir hava perisi ve bir cadının vahşi şekilsiz sakat oğlu Caliban ile paylaşmaktadırlar. Prospero onlardan sihir ve adada nasıl yaşayabileceğini öğrenmiş; ama her ikisini de kendine bağımlı yapmıştır. Prospero sihir kullanarak Napoli Kralı'nı ve kardeşi Milano Dükasını ve bir sıra değişik karakteri bir deniz yolculuğunda olduklarını öğrenmiş ve çıkarttığı bir fırtına dolayısıyla adasına getirmiştir. Sonrası kitapta...
Bir solukta bitiveren, beğenerek okuduğum güzel bir kitaptı.
272 syf.
6/10 puan verdi
Eserin ismine bakılınca teoride ya da pratikte bir şeylerin öğrenileceği bir metodik bir kitap algısı oluşabilir. Ama aslında katı kuralcı bir didaktik üslubun olduğu söylenemez. Thomson, filmlerin üzerinden film izlemenin yönteminin nasıl olması gerektiğine dair tespitlerini sıralar. Tespitlerin öne sürülmesinin bile direkt anlaşıldığı
