Lozan ve Lozan'ın tacı Montrö Boğazlar Sözleşmesi,
Lozan Antlaşması'nın 23. maddesi ile Boğazlardan "geçiş serbestliği" kabul edilmiştir. Ayrıca 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması'na ek "Boğazlar Sözleşmesi" imzalanmıştır. Bu Boğazlar Sözleşmesi'nin 3 ilkesi vardır: 1. Boğazlar askersiz hale getirilecektir. 2. Boğazlardan geçişi düzenlemek için uluslararası
Sayfa 500 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Türkiye'nin Lozan heyetinin deneyimsiz olduğu, bu nedenle Lozan'da Türk tezlerini yeterince iyi savunamadığını iddia edenler vardır. Örneğin Taha Akyol, Baskın Oran'ı kaynak gösterip Lozan heyetine "tecrübeli" Osmanlı diplomatlarının alınmamasını şöyle eleştirmiştir: "Lozan'a gidecek Türk ekibi tamamen Ankara
Sayfa 444 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Önsöz
Bu alana ilk adımımı attığım 19altmışlı yılların başlarında aydın kama oyunun Osmanlı tasavvuru ana hatları ile şöyleydi: ‘Osmanlılar doğu Akdeniz’de ve Avrupa’nın güney doğusunda kaba kuvvetle hakim oldular. İlk on padişah enerjik adamlardı; onların liderliğinde bu kaba kuvvet erbabı Viyana kapilarina kadar dayandı. Ama daha sonra tahta geçen
Hatırlanacağı gibi Atatürk mektubunda Müslüman Arapların, "uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde tahrifat" yaptıklarını belirtip, "Bu zihniyetle hareket edenler, İslam'dan önce evrensel Türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte engel görmediler," diyerek yazılacak İslam tarihinin bu doğrultudaki
Sayfa 86 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Kanaatimizce millet ve milliyet esasının mahiyetini, en ilmi şekilde izah edenler, hukuk tarihiyle uğraşanlarla sosyologlardır. Mesela on dokuzuncu asrın sonunda şöhret kazanmış Fransız sosyologlarından E. Durkheim milleti şöyle tarif eder: "Millet etnolojik veya tarihi esaslara istinâden, aynı kanunlar altında, ayrı bir devlet olarak yaşamak arzu ve iradesini besleyen ferdlerden mürekkep bir beşeri zümredir... Bugün «milli irade» denilen şey medeni milletlerce bir prensip olarak kabul edilmiştir."
Sayfa 102Kitabı okudu
Promete teşkilatı kuruluyor: Polonya'nın Sovyet mültecileri ile olan ilişkileri, Promete’nin resmen kuruluşundan çok önce başlamıştır. İstanbul'daki Polonya Sefiri Artur Knoll, Askerî Ataşe Schaetzel ve Diplomat Holowko’nun yoğun çabalarıyla, 1924 yılı Kasım ayı başında, Azerbaycan, Gürcistan ve Kuzey Kafkasya millî hareket temsilcileri
Reklam
99 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.