❝
Belki ülkende kaldığında da gene bunlar olacaktır. Ya bir işkence tezgahıdır seni bekleyen ya toplama kampı, ya sinsi bir kurşun, ya da darağacı. Yakalanmadığın sürece kaç göçten, her gün kalacak bir yer aramaktan bitkin, başka bir kimlikle o gizlenme yerinden diğerine koşarken ya gizli bildirileri, yayınları taşıyacak ya da takırtısı duyulmasın diye altına havlu koyduğun daktiloda yazacaksındır. Yaşananlar hayatı büsbütün parçalamış, darmadağın etmiştir. Bunları bilmek, gene de bir teselli olmaz, olamaz siyasi sürgüne.
❞
- "(...)Yahudi hakkında kalın çizgilerle belirttiğimiz üç tahlil yazısından çıkarılacak ve bugüne tatbik edilecek terkip ve teşhis hükmü şöylece özleştirilebilir:
Yahudi, her zaman olduğu gibi, birdenbire göz plânında nazara çarpmasa da bugün insanlığın en büyük belâsı olmakta devam ve belki de bu belânın zirve noktasını teşkil etmektedir.
Benim seni ne kadar özlediğimi tasavvur edemezsin.Aklımda fikrimde hep sensin.Fakat bu kör olsa acz.Sensiz yaşamak bana cidden çok zor geliyor."Bir çare düşün"diyorsun.Düşünmez olur muyum?Yalnız onu düşünüyorum.Daha evvel başka bir mektubunda yazmıştım."Koltuklarının
ter kokusunu duymak istiyorum."diye.Yalnız onu değil.Her şeyini,vücudunun sıcaklığını, yumuşaklığını,göğsünün temasını.Bunları yalniz sende düşünüyorum,canım sevgilim.Kaç defa istedim,"Bana seni daha çok hissettirecek bir şey gönder"dedim ama göndermedin.
Hasretle, gözlerinden,dudaklarından,her yerinden öperim.