ilk kitap için iyi geliştirilebilir bir senaryosu var. gerilim ve polisiye sevenlere tavsiye ederim. Ben daha çok içindeki psikolojik analizlere takıldım; çok beğendiğim tahliller vardı. yer yer sıkıcı bölümleride vardı ve sonu tahmin edildiği gibi olmuyor birazda aceleye gelmiş gibi bir son kurgulanmasını ilk kitap olmanın acemiliğine saymak
1
Van Allen kuşağı gibi sev beni
Vay canına desin herkes
Biz böyle aşk görmedik desinler
2
Alamut Kalesi’nden yola çıkmış gibi sev
Bütün kızlar korkup kaçsın esas kız gibi sev
Hüzünlü bakmak için poz veren şair fotoğrafına değil
Cüzdanında sakladığın fotoğrafıma bakar gibi sev
Bırak gözleri buğulu kızlar onları sevsin
Sen en buğulu gözlerinle
Adında da olduğu gibi bende İZ bırakan bir kitaptı.
Kız çocuklarının ilk aşkı her zaman babadır.
Bir kız ile babası arasında olan sevgi bağını çok güzel bir şekilde ifade etmiş. Bende babamı çok seviyorum belki bu yüzden bu kadar çok yüreğime dokundu bu kitap.
10 yıl önce babam kalp krizi geçirmiş ve bana kimse haber vermemişti. Sanki o gün
DERVİŞ AHMED
Tevfik Neyzen’in ≪3400≫ uncu tövbesinden istifası münasebetiyle.
“Bir ömürdür içiyorsun, bırak artık şunu!” der;
Derviş Ahmet bu hidâyetle hemen tövbe eder.
Ama bir tövbe ki: Binlikleri çarpar duvara;
Tas, çanak, testi, perîşan, serilir tahtalara.
Rakı tûfanı, su girdâbı alırken odayı;
Anaforlarla dönerken mezeler
20. yy 'ın başlarına kadar bu kayanın altındaki mağaranın duvarında bir taş, taşın üzerinde de sıra halinde delikler varmış. Bu çivilerin sadece son üç tanesinde çivi çakılı imiş. İnsanlar buraya gelip çivileri yoklarmış. Bir tanesi hiç oynamaz, diğeri hafif oynar, sonuncusu neredeyse yerinden çıkacakmış gibi gevşek dururmuş.
İnsanlar bu çivilere dokunur ve sağlamlıklarını görüp rahatlayarak, dünyanın çivisi daha sağlam, kıyamet kopmayacak diye düşünürlermiş. Bu taşın üzerindeki bütün çiviler çıktığında kıyametin kopacağına dair bir inanış varmış.
4. Ordu Komutanı Cemal Paşa bir gün mağaraya girdiğinde bu taşı ve çivileri görmüş ve bunların anlamını sormuş. Cevap olarak yukarıda zikrettiğimiz inanışı duyunca bu uydurma şeyin buradan kaldırılmasını emretmiş. Dünyanın çivisi bugün nerede, üzerinde kaç çivi kaldı bilmiyoruz, ancak meşhur "Dünyanın çivisi çıktı" deyiminin nereden geldiğini artık biliyoruz.