Canını kurtarmak için kaçan Sadrazam'ın yerine hemen yenisi atanmıştı. Padişahlar, sadrazam canıiçin uğraşmazlar. ...Sadrazamların kaderi böyleydi zaten. İmparatorluğun ikinci adamı olma zevkine erdikten sonra, ya padişahın gazabına uğrayarak ya da askerin isyanına toslayarak kelleyi vermek alınlarında yazılıydı. Bu işten kurtulup da eceliyle ölebilen sadrazam çok talihli sayılmalıydı.
Sayfa 40 - Doğan Kitap (ekitap)Kitabı okuyor
Yalnızlığından kaçan ruhum, insanların kalabalıklarında tökezliyor.
Reklam
Asırlar önce Shakespeare o muhteşem 129. sonesinde, “Acıkan şehvet, ruhu ezip geçer,” demişti. O açlık, “aşka veda”yı getirdi. Ama yine o sonenin dediği gibi: Ne tuhaf ki dünyada bunları bilen çok Ama cehenneme götüren cennetten hiç kaçan yok. Sonunda cehennem korkusu olsa da bizi yaşatan, o cennetin hayalidir. Veda etsek de biliriz ki aşk, her daim ihtimal dâhilindedir.
CAN SANAT YAYINLARI 1. Basım: Mayıs 2012 E-kitap 1. Sürüm Ocak 2014, İstanbulKitabı okuyor
Her insan derinliklerinin zararına ilerler;her insan kendinden kaçan bir mistiktir: Yeryüzü,varılamayan hidayetler ve ayaklar altına alınmış sırlarla doludur.)
Kimisi acının üzerine yürürdü, bense kaçan taraftaydım ve benim gibi olan her insan bilirdi ki kaçmak bir kurtuluş değil, sadece tedavisi geciktirilmiş bir açık yaraydı.
Homosaplar kendilerini Kendi cinslerinin arasında bile gerçekte oldukları gibi göstermekten korkup kaçan tek hayvandır.
Reklam
Quattrocento sanatı, dünyayı insansal boyutlara indirgeme konusunda göste­rilmiş en gözü pek çabalardan biriydi. İnsan duyularıyla ve aklıyla kavranamayan her şey; ruhun, ötedünyaya ve doğanın sınırsızlığına yönelik bütün eğilimleri; bilincin külyutmazlığından kaçan ve sadece mistik sezgiyle kavranabilen her şey, temelinde sınırlılık mantığı yatan mimarlığın ve heykeltıraşlığın egemen olduğu bir dünyadan çıkarılmış ve dışarıya atılmıştı.
Sayfa 257 - PdfKitabı okuyor
"İpinden uçanla kaçan kurtulmazmış."
Kaçan heveslerinin peşinden koşarken evini kaybetmiş gibisin. Üstelik evini ararken ne çok kurdu dost edinmiş ne çok fırtınaya yağmur demişsin. “Seni gördüğüm yerden bakmıyorsun bana.” Ve sen kaçırılan bakışları nerede görsen, oturtmuşsun kendini karşısına.
İnsanlar birbirine mektup yazmalı. Çünkü mektupta sesin tonu belli olmaz. Çünkü mektup düşünülerek yazılır. Birdenbire ağzımızdan kaçan kelimeleri hiçbir şey geri getiremez. Söylediklerimizin üstü çizilemez. Çünkü söylediklerimiz dinlenmeyebilir; sözü- müz kesilir, içeriye o anda biri girer, okunan mektupsa mutlaka tamamlanır.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.