200 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 hours
Sonunda bu ciltle beraber Shohoku turnuvadaki ilk resmi maçına çıktı. Böylelikle Shohoku’nun uzun ve zorlu yolculuğu başladı. İlk maç beklendiği gibi geçti tam da. Mitsui ve Ryota hiç zorlanmadan takıma alıştı ve büyük performanslar gösterdiler. Keza Akagi ve Rukawa da beklenildiği gibi harika performanslar gösterdiler. Ne yazık ki biricik tensaimiz Hanamichi ise hiç beklemediği sonuçlarla karşılaştı. Tabii zamanla bunları aşacağı da aşikar. İlerleyen maçlarla beraber Shohoku’nun son şampiyon Kainan dahil bütün takımların dikkatini çekmesi kaçınılmaz olarak gerçekleşti. Yalnız Hanamichi’nin gösterdiği kötü performanslar rakiplerinin onu göz ardı etmesine sebep olsa da bu hataları muhtemelen başlarını çok ağrıtacaktır. Zira her ne kadar göstermese de Hanamichi gitgide daha da güçleniyor. Önümüzdeki maçlarda da rakipleri için çok tehlikeli olacağı kesin gibi. Bütün bu turnuva ciddiyeti içinde ama Hanamichi’ni ne yapıp edip okuru güldürebilmesi de şahane bir detay. İşte tam da bu yüzden bu seri bu kadar özel. Salt bir spor mangası değil, hayatın bütün renkleriyle beraber ta kendisi.
Slam Dunk, Vol. 9
Slam Dunk, Vol. 9Takehiko Inoue · VIZ Media LLC · 201020 okunma
344 syf.
·
Not rated
·
Read in 20 days
İnsanlar mutlu olmak için ne yapar? Mutluluk nedir? Ne kadar sürede mutlu olunabilir? Mutluluğun bilimsel bir açıklaması var mıdır? Bu kitapta bu soruların cevabını bulamayacaksın. Hatta yakınından dahi geçemeyeceksin. Fakat kendini mutlu hissetmen kaçınılmaz olacak -eyleme geçtiğin taktirde- Üstelik ikna etme, motivasyon, stres, ilişkiler vb. konularda farklı bakış açılarına da sahip olacaksın. Bir taşla iki kuş misali.. Kişisel gelişimine önem veriyorsan ve dönem dönem farklı ruh hallerine bürünüp depresif takılıyorsan harika bir taktik sayfa 310'da seni bekliyor olacak. Yazar bu bölümde 'kişilik' üzerine yazıyor. İnsanların hayatta minnettar oldukları üç şeyi saymalarını (istiyorsan daha çok şey sayabilirsin daha azını kabul etmemekteyiz) veya son bir hafta içinde gerçekten iyi giden üç olayı hatırlamalarını böylece kendilerini daha iyi hissederek daha iyimser, sağlıklı bireyler olacaklarını vurguluyor. Haksız sayılmaz değil mi? Biz denedik onay verdik, bence sen de denemelisin. Yazarın vurguladığı ve benim oldukça ilgimi çeken diğer bir konu ise bireyin kendisini hedeflerini başarmış olarak değil de hedefleri üzerine çalışırken hayal etmesi gerektiğiydi. Böylece başarının gelme ihtimali artacaktı. "Aynı zamanda kendilerini başkalarının gördüğü şekilde tahayyül eden insanlar çok daha başarılı olmaktadır." ise yazarın savunduğu bir başka düşüncedir. Naçizane bir öneride bulunacak olursam kitabı zamana yaymadan okuyun. Şimdiden iyi okumalar..
59 Saniye
59 SaniyeRichard Wiseman · Pegasus Yayınları · 2019461 okunma
Reklam
“Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.”
"İntiharın her özgür kişinin hakkı olduğu bize felsefi anlamda aşikâr bir şey olarak görünmüştü: ölümcül bir hastalık ya da bunamayla karşı karşıya kalındığında mantıki bir edim, işkence ya da başkalarının kaçınılmaz ölümleriyle karşı karşıya kalındığında kahramanca bir edim, karşılıksız aşkın öfkesi içindeyse görkemli bir edimdi (bakınız: Büyük Edebiyat). Bu kategorilerin hiçbiri de Robson'ın sefil denecek ölçüde vasat eylemi için geçerli değildi.Bunların hiçbiri Adrian için de geçerli değildi.Sorgu yargıcı için bıraktığı mektupta intihar gerekçelerini açıklamıştı Adrian: yaşamın istenmeden bağışlanmış bir armağan olduğunu,düşünen insanın hem yaşamın doğasını hem de bu doğanın birlikte geldiği koşulları incelemek için felsefi bir görevi olduğunu ve eğer bu kişi hiç kimsenin istememiş olduğu bu armağandan vazgeçmeye karar verirse,o kararın sonuçları üzerinde hareket etmenin ahlaki ve insani bir görev olduğunu söylüyordu"
Sayfa :52-53
Bana bir mektup yazmış olsaydın, bende sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.
Sayfa 385
Bıktırıncaya dek kullanılan iyimserlik ve kötümserlik sözcüklerine son! Çünkü kullanım nedenleri günden güne yok oluyor: Artık sadece gevezeler hâlâ böyle kaçınılmaz bir biçimde ihtiyaç duyuyor onlara.
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları- 4.basım
Reklam
384 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Kendi gerçeğini yaşamayan biri nasıl mutlu olur ki?
Başarılı psikiyatrist ve yazar Gülseren Budayıcıoğlu'nun kitabı Kral Kaybederse... Günümüzün geçmişimizle olan bağını ,  geçmişimizin geleceğimize nasıl yön, şekil verdigini, aslında kader denilen şeyin bizim elimizde olduğunu , gerçek bir hikaye ile akıcı bir dil kullanarak muhteşem şekilde gözler önüne sermiş. İlişkilerde bağımlılık,
Kral Kaybederse
Kral KaybederseGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201516.9k okunma
62 syf.
9/10 puan verdi
Birçoğumuz Alfred Hitchcock’un “Kuşlar” filmini duymuş ya da izlemişizdir ancak bu filmin bir kitaptan esinlenerek yapıldığını sanırım birçoğunuz benim gibi ilk kez öğreniyor. Bu kitap filmle aynı adı taşıyan Maurier’in kitabıdır. Bazı kitaplar kısadır ama çok şey anlatırlar, bu söz bence bu kitap için söylenmiş. Ortada çok basitmiş gibi görünen
Kuşlar
KuşlarDaphne du Maurier · Gündüz Yayınları · 1973108 okunma
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.