Kader, insanın bu dünyada payına düşen şeydir. O payı takdir eden, insanın kendisi değil, onu var eden Yaratıcı' dır. İnsanın özgürlük ve sorumluluk alanı, payına düşen şey ile ne yapacağına göre şekillenir. Vehbî olanla kesbî olan, yani insana verilenle insanın kendi eliyle kazandığı şey arasındaki ilişki, payımıza düşenin neye dönüşeceğini de belirler. Kurtuluşa ermek yahut kaybedenlerden olmak, bu ikisiyle ne yaptığımıza bağlıdır. Kadere inanmakla kadercilik arasındaki ince çizgi ancak incelikli ve derinlikli bir idrak ile kavranabilir. İnsanın payına düşeni özgürlüğünü kaybetmeden anlamlı hâle getirmesi de bu yolla mümkün olabilir.
"Kader teorisini kabul edersen , bu da kendi yaşamınla ilgili bir karar eylemidir. Kaderciliği kabul ederek köle bir hayatı seçtin- bu senin seçimin ! Bir hapishaneye girmeyi seçtin, zincirlenmeyi seçtin ama bu da senin seçimindir. Zindandan çıkabilirsin. "
Reklam
Çoğu insan yanlış yapmaktan bu kadar korkarken..
"Özgürlük doğruyu ya da yanlışı seçebilirsin demektir; sadece doğruyu seçmekte özgürsen, bu özgürlük değildir ."
"Çalışmanın, çabanın ,emeğin , mücadelenin ,başarının üzerinde duran öyle bir dünya yarattılar ki neredeyse herkesi işkolik yaptılar- alkolik olmaktan daha kötüdür çünkü alkolik en azından yanlış bir şey yaptığını hisseder.."
muazzam cümleler...
Aşk, ayrılık, yaşamak, ölmek, evlilik, toplum, kader, özgürlük, birey, evrim, devrim, insan hakları, boşluk, saçma, Allah, dünya, insanlar vb. çeşitli sözcükler yazıp ünlemler çekiyorum. Bir yazıp bir karalıyorum. Uzun zamandır susuşum, kafamdaki bu dağınıklıktan. Şu dünyada, okuyarak, yaşayarak edindiklerimin tümünü, unutmuşum gibi bir duyguya kapılıyorum; geceyarıları uykusuz otururken. Çeşitli soruların yanıtlarını, yeniden, kendiliğimden bulmaya çalışıyorum.
Sayfa 87 - Yapı Kredi Yayınları, 4. Baskı: Şubat 2020Kitabı okudu
Aşk, kader ve yaptığımız seçimler hakkında bildiklerimi öğrenmem çok uzun sürdü, dünyanın pek çok yerini dolaşmam gerekti ama hepsinin özünü bir anda, bir duvara zincirlenmiş halde işkence görürken kavradım. Beynimde yankılanan çığlıklar arasında, elim kolum bağlı ve tamamen çaresizken aniden farkettim, hala özgürdüm. Bana işkence eden adamlardan nefret etmekte ya da onları bağışlamakta özgürdüm. Kulağa pek de önemli bir şey gibi gelmediğini biliyorum. Ama zincirler vücudunuzu keserken ve sahip olduğunuz tek şey bu seçim hakkıyken özgürlük size dünyalar kadar büyük görünüyor. Ve yaptığınız seçim, nefret etme ya da affetme kararı, hayatınızın hikayesi olabiliyor.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.