'' Yahudi dininde, büyük bir iyimserlikle, erkek çocukların , on üçüncü yaş günlerinde hemen çocukluktan çıkıp ergen olacaklarına inanılmaktadır. Kaderin değiştiği bu olayın adı Bar-Mitzva'dır ve harika çocuk, o gün için titizlikle hazırlanır. Bir din adamı gibi dua etmek ve o güne kadar yapmış oldukları özveriler için kusursuz anne babaya ergin bir kişi olarak teşekkür etmek öğretilir. Belki çocuk ergin kişi olur, ama anne ve babanın çocuklaştıkları kesin.''
Sayfa 95
Yaşamınızın kontrolü sizde değil! Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Ama sorun şurada: Ne
Reklam
Hepimizin yüzünü Tanrı yarattıysa benimkini yaratırken kahkahalarla gülmüş müdür? Yürümeyen bacaklar;göremeyen gözler yaratır mı? Başımdaki saçları serseri bir isyankârlık içinde ayaklanana kadar dalgalandırır mı? Sağır bir adamı daha da bağımlı yapmak için kulaklarını kapatır mı? Görünüşüm bir tesadüf mü,yoksa sadece kaderin bir cilvesi mi? Beni böyle O yarattığına göre,nefret ettiğim şeyler için O'nu suçlamam uygun düşer mi? Her aynaya baktığımda daha da kötüleşen kusurlar için, İçimde fark ettiğim kötülük için,tiksinti ve korku için, Bizi anlayamadığım bir neden yüzünden,kendi zevki için mi şekillendirir? Hepimizin yüzünü Tanrı yarattıysa benimkini yaratırken kahkahalarla gülmüş müdür?
Sayfa 91
Seninle ben, kardeşim, zevk adamı da, aristokrat da, kaderin, doğanın şımarttığı şanslılar da değiliz, biz çilekeşler bile değiliz, biz yalnızca emekçiler, emekçiler ve emekçiler. Emekçi, deri önlüğü giy, karanlık atölyende iş tezgahının arkasına geç! Varsın, başkalarını ısıtsın güneş! Ve bizim tenha, ıssız dünyamızda kendi kendimizin olan bir gururumuz, mutluluğumuz vardır!
Büyüklenmeci Olmayan Bir Özgüvenin Sahibi Olarak Said Nursi.. “Bir kaç defa ziyaretine gittik. Fakat hiç konuşmuyordu. Yatağı bir tahta ranzada idi. Duvara asılı bir torbada Kuran-ıKerim vardı. Başka bir kitap görünmüyordu. İlk gidişte bize çay yaptı ve verdi. Amma, kederli duruyor ve konuşmuyordu.“Nasıl yapalım da konuşturalım, bir mesele
Eski harp akademisi komutanı orgeneral Ali Fuad Erden der ki: “Çanakkale'de en buhranlı anda, en lüzumlu adam bulundu. Harbin seyrini çeldi. ingiliz Bahriye Nazırı Churchill onun için, “Kaderin adamı’, demişti.“ Mustafa Kemal ordunun yıldızı idi. Fakat onun hırslarına sınır olmadığı inancında bulunan Enver ve partizanları kendisi ile Anafartalar üzerine yapılan bir konuşma fotoğrafı ile birlikte “Harp mecmuasın"da basıldığı sırada baskıyı durdurup resmini çıkartmışlar, yerine Liman Von Sanders’in fotoğrafını koydurmuşlardı. İstanbul’u bir Alman bile kurtarmış olmalı, fakat Mustafa Kemal Sarıkamış bozgununun manevi yükü altında kıvranan Enver'i gölgede bırakmamalı idi.
212 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.