“ ‘Allah’ı neden göremiyoruz?’ diye sordu. Dedesi ‘Her yerde de ondan” dedi. ‘Her yerdeyse neden görmüyorum?’ diye sordu. Dedesi ‘Her yerde olan hiçbir yerdedir’ dedi. “
Âdemoğlu dünyaya düştü düşeli bir avuç kadar çehrede çeşit çeşit insan geldi geçti bu diyardan. Çehreleri olduğu kadar duyguları, düşünceleri, eylemleri de birbirinden farklı
Bugün günlerden eskiler, yine. Unutmayı çok deniyorum. Hayatım boyunca hep denedim. Fakat unutmak diye bir şey sahiden var mı? Bilmiyorum. Nasıl unutulur iyilikler, kötülükler, anılar, acılar... Böyle bir güce kim sahip ki. Öyle kolay değil işte. İnsan yaşadıklarını unutamıyor. Mesele kişiler değil, mesele; o kişilerden arta kalanlar. Mesele;
"Ölüm her şeyi eşit kılar." - Seneca
1. Giriş:
Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Romalı filozof
Seneca'nın hayatı, felsefesi ve eserlerine değindikten sonra tragedyanın esin kaynakları ve mitoloji ile olan bağlantılarına geçeceğim. Son olarak Seneca'nın anlattığı hikâyeyi karakterler üzerinden ele alarak değerlendirmeye
Herkese Merhabalar,
***Bazen Kendimi Kaptırıp SPOİLER vermiş olabilirim. Sonra Vay efendim neden bunu yazdın vs. demeyin. Baştan okuyun SPOİLER durumunu sonra devam edin. Sonrasında mesuliyet kabul etmiyorum :)***
Uzun süredir kitap yorumlarımı girmiyordum, geriye dönük hepsini gireceğim. Ancak şimdi, dün gece bitirdiğim bu kitabın yorumu ile
İNANÇ VE AKLIN MUHTEŞEM DANSI
Okuduktan sonra beni çok etkileyen bu muhteşem kitabı muhakkak satırlara dökmeliydim dedim, o zaman buyurun başlayalım.
Önce Boethıus’un yaşamına göz gezdirip daha sonra kitabı ana hatlarıyla, vurucu başlıklarını küçük özetler halinde inceleyeceğim.
Anicius Manlius Severinus Boethius, Romalı soylu bir Hristiyan
Tarık Tufan . Keşfettikten sonra vazgeçilmezim oldu diyebileceğim yazarlardan. Belki de kendi içimdeki sesi onun kitaplarında bulduğum için yazılarını ve kitaplarını bu kadar sever oldum. Yazar bu kitabında geç kalışlarının hikâyesini anlatıyor. Aşk’a geç kalışını, sevgiye geç kalışını, insanların birbirine geç
''İnsan zihni için, üst üste yaşanan olayların duyguları ayağa kaldırmasının ardından gelerek, ruhu hem ümitten, hem de korkudan azade kılan eylemsizlik ve kesinliğin mutlak sükûnetinden daha acı verici şey yoktur.''*
William Godwin ve Mary Wollstonecraft'ın kızı ‘’Mary Wollstonecraft Godwin’’, 30 Ağustos 1792’de
Mustafa Kemal! Kaderin adamı! Şu anda eğer Türkler Kafkasya’da 1914 sınırlarının da ötesine taşmışlarsa bu başarı onun Çanakkale’de attığı temelin mahsulü değil miydi?
Peygamber efendimiz'in, babanızın dostlarına hürmet edin dediği hadis vardı aklıma o geldi. Belki birçok hikâye anlatıldı hepsini dinledik kıssadan hissemizi aldık. Fakat yeri gelince hissemizi heba ederek onların gönüllerini kırdık. Ölümün olduğu bir dünyada niye bu kadar yoruyorsak gönlümüzü,kitap etimolojik kökü olan "dostluk"a, daha