Bir insan düşünün!..42 senelik ömrünün 22 senesi, eşkıyâlar, asiler ve düşmanlar karşısında, savaş meydanlarında; hep en ön safta, devletine, milletine sadakatle, fedakârca ve kahramanca hizmetlerle geçsin, buna karşılık ölümü, Ankara’nın göbeğinde, Milletin Meclisi’nde ve dost(!) kurşunuyla olsun...İşte, O, Deli Halid Paşa’dır...Kadim Türk-Müslüman geleneğine, örfüne, inancına, adına lâyık yaşamış, Fatma Ana yetiştirmiş oğlu Halid’i.Eyüplü Halid kimisi için... Kimine göre Deli Halid... Şeyh Edeba- li’nin “Atın iyisine doru, Yiğidin iyisine deli derler” dediği, yiğidin iyisi, Deli Halid!Adı tarihten silinmeye çalışılsa da; Milletinin gönlünde müstesna yerini sessizce muhafaza eden, o koca yüreğine vatan ve millet sevgisinden başka bir sevdanın hayalini dahi sokmamış, şahsi makam, mevki, ikbal, evlad-ü iyal arzusu hayallerine bile girememiş, ayıya dayı demeden köprüleri geçmiş, düşmana bile mertliğinden vazgeçmemiş bir Yiğit!...Milleti tarafından adına destanlar yazılan, hayrına çeşmeler yaptırılan, dilden dile gönülden gönüle anlatılan bir Kahraman!...Görev yaptığı her yerde, milletinin fertleriyle gerçek ve samimi gönül köprüleri kuran, bu sebeple de, onunla omuz omuza savaşabilmek, birliğine katılmak için, gönüllülerin sıraya girdiği, mütevazı bir Lider...