Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Erkek yarım kalır, yarım bırakır Kadın uzundur, erkek yarım
Sayfa 38 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
6.cilt
1. "Ey mü'minler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; belki de onlar, kendilerinden daha iyidir. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki de alay ettikleri kendilerinden daha iyidir. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İman ettikten sonra, doğrudan ayrılıp günaha girmek (fısk) ne kötü bir isimdir. Tövbe etmeyenler zâlimlerin tâ kendileridir." Hucurât sûresi (49), 11. Mü'minler arası ilişkilerde dikkat edilmesi gerekli nezâket noktaları bulunmaktadır. Bunların başında müslümanlarla alay etmemek gelmektedir. Alay etmek, hakaret ve horlamak, gülünecek şekilde ayıplamak, eğlenmek demektir. Bu, sözle olabileceği gibi, hareketlerle, kaş-göz işaretleriyle de olur. Erkek ve kadın topluluklarına ayrı ayrı hitab eden âyet-i kerîmede alay etme yasağının gerekçesi her iki defasında da "Belki alay ettikleri, kendilerinden daha iyidir" diye ortaya konulmuştur. Allah katında kimin ne durumda olduğunu ancak Allah bilir. O halde kimse dış görünüşe bakıp da gözüne kestirdiği insanları horlamaya, onlarla eğlenmeye teşebbüs ve cür'et etmemelidir.
Reklam
Bir kadın ve bir erkeğin alışılageldik hikayesi; alışılageldiği gibi, hep yaşandığı gibi olan. Sonu da aynı sıradan son. Kadın acı çeker. Erkek özgür kalır.
Neler Oluyor Hayatta
Afrika'ya dönelim: Sudanlı Nuer'ler kısır kadını erkek sayarlar. "Amca" sıfatıyla bu kadın, yeğenlerinin evliliği için "başlık parası" (İngilizcede bride price) olarak besi hayvanı alır ve bunu kendine bir kadın satın almak için kullanır ki bu kadın da genellikle yabancı olan ve yardım etmek için para alan bir erkekten onun adına çocuk sahibi olur. Keza Nijerya'daki Yoruba'larda zengin kadınlar da kendilerine eş olarak kadın seçebilir ve bu eşleri bir erkekle ilişkiye girmeye zorlayabilir. Çocuklar doğduğunda, meşru "koca" olan kadın, çocukları sahiplenir; çocukların doğmasına fiilen vesile olanlar velayetlerini korumak isterlerse büyük paralar ödemek zorunda kalırlar.
Gerçekten de kadın sadece erkeklerin kurmacalarında var olsaydı müthiş nüfuzlu biri sanılırdı; çok yönlü; hem cesur hem acımasız; hem azametli hem aşağılık; hem olağanüstü güzel hem korkunç çirkin; erkek kadar büyük, kimilerine göre daha büyük. Ama bu kurmacadaki kadın. Kadın gerçekte kilit altında tutuluyor, dövülüyor, yerlerde sürükleniyordu. Kurmaca da müthiş önemli hayatta ise tamamen değersiz. Şiirlere baştan sona nüfuz etmiş, tarihte ise neredeyse tamamen soyutlanmış. Kurmaca da krallara fatihlerin hayatlarına hükmediyor; gerçekte ise anne babasının parmağına yüzüğü zorla geçirdiği herhangi bir oğlanın kölesiydi.
Dünyanın taşını, madenini erkek diliyle yağmalayıp kadın diliyle satıyorlar, Türkçesi bu işin.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Dünya yüzündeki her çeşit orospulukta, her çeşit orospuda, bunlar ister kadın ister erkek olsun, ister cinsel ilintilerde ister haysiyet konularında orospuluk etsinler, bol bol aptallık bulunuyordu.
287 syf.
·
Puan vermedi
Basit ama okutturuyor
Kadın karakteri beğenmedim. Kitap 2008 yılında yazıldığı için o dönemin kadın karakter özellikleriyle yazılmış. 2024 yılında Twilight Bella'yı okumak gibi düşünebilirsiniz. Erkek karakterin de sakıncalı bir çok davranışı vardı o yüzden onu benimseyemedim. Ama yine de seriyi okumaya devam ediyorum nedeninin ben de bilmiyorum. Bana göre aşırı basit bir seri. İlk 2 kitapta da hiçbir şey olmadı diyebilirim birbirinin lacivertiydi.
Kan Ateşi
Kan AteşiKaren Marie Moning · Epsilon Yayınları · 2012550 okunma
Jesus Christ
Eşlerden birinin -ya da ikisinin de- kısır olduğu çiftlerin, şu anda çeşitli yöntemlerle çocuk sahibi olması mümkün: Yapay döllenme, yumurta verme, uterus verme ya da yerleştirme, embriyonun dondurulması, kocadan ya da başka bir erkekten alınan spermatozoitlerle, evin hanımından ya da bir başka kadından alınan yumurtaların laboratuvar koşullarında döllenmesi. Yakın gelecekte başka yöntemler de işin içine girecek. O halde, bu tür teknik müdahalelerle doğan çocuklar ya normalde olduğu gibi bir anne ve bir babaya, ya da bir anne ve iki babaya, iki anne ve bir babaya, iki anne ve iki babaya, üç anne ve bir babaya, hatta spermi veren erkek, babadan başka bir erkekse ve üç kadın -yumurtayı veren, uterusu veren ve çocuğun yasal annesi olacak kadın- aracı oluyorsa, üç anne ve iki babaya sahip olacaktır. Hepsi bununla da bitmiyor, zira bir kadının ölmüş kocasının dondurulmuş spermleriyle döllenmeyi talep ettiği, ya da iki eşcinsel kadının birinden alınan yumurtanın, kimliği açıklanmayan bir verici tarafından yapay olarak döllenmesinin akabinde diğer kadının uterusuna yerleştirildiği durumlar da var. Hatta neden olmasın: Dedenin babasının dondurulmuş spermi bir yüzyıl sonra, torunun çocuğunu döllemek için kullanılabilir; bu durumda doğan çocuk, annesinin büyük dayısı ve kendi dedesinin babasının erkek kardeşi olacaktır. Bu çerçevede ortaya çıkan sorunlar iki gruba ayrılır: Yasal sorunlar, psikolojik ve ahlaki sorunlar."
Kendisindeki eksikliğin ne olduğunu biliyordu. Güzellik değildi; zeka değildi. Daha merkezde, insanın içine işleyen bir şeydi bu; yüzdeki buzları kıran ve kadınla erkek veya kadınla kadın arasındaki soğuk teması hafifçe dalgalandıran sıcak bir şeydi.
Reklam
Sonsuza dek böyle kalalım, bir camda bir erkek silueti, karşı camda bir kadın silueti olarak... Aramızda donmuş ayak sesleri yankılanan gölgeler, gelip geçen insanlığın gölgeleri... Mırıldanılan dualar, sırlar [...] aramızdan geçecek... Bazı günler havayı gerçekten [...] buhur kokuları saracak. Kimi zaman, bir heykelin silueti iki yana dualar serpecek... Ve biz, güneş vurduğunda renklenen, gece çöktüğünde çizgilerle dolan camlar olarak, hep aynı kalacağız... Yüzyıllar ilişmeyecek cam sessizliğimize - dışarıda uygarlıklar gelip geçecek, devrimler patlayacak, şenlikler kaynayacak, huzurlu kalabalıklar günlük hayatlarında koşturacak... Ve biz, gerçekdışı aşkım, hep aynı gereksiz tavırda inat edeceğiz, hep aynı sahte hayatı süreceğiz, hep aynı [...]
Çoğu erkek ve hatta kadın, sorunlarından söz etme konusunda önyargılıdır, çünkü bunun aslında ne kadar iyileştirici olduğunu asla yaşamamışlardır. Sesini duyuran bir kadının nasıl birdenbire değişip kendini çok daha iyi hissettiğini ve olumlu bir tavır takındığını hiç görmemişlerdir. Genelde sesini duyuramayan bir kadının (büyük olasılıkla annelerinin) sorunlarını nasıl büyüttüğünü izlemişlerdir. Bu, uzun süre boyunca seslerini duyuramadıklarına ve sevilmediklerine inanan kadınlarda olur. Ancak asıl sorun, kadının sorunlarından söz etmesi değil, sevilmediğini düşünmesidir.
Sayfa 48 - Altın KitaplarKitabı okuyor
Ayna Nöron Sistemi (MNS)
“Ne hissettiğini anlı­yorum" diyen duygusal empati sistemi. Yüz ifadelerini okuyarak ve ses tonu ya da diğer söze dökülmemiş duy­gusal işaretleri yorumlayarak başkalarının duygularıyla uyum içinde olmayı sağlar. Kadın beyninde daha büyük ve daha aktiftir.
Sayfa 15
Yüzyılın sonunda yaşamış birçok genç kadın ve erkek ,içinde yaşadıkları zamanın ortak geçmişi ile herhangi bir bağı bulunmayan bir tür daimi şimdiki zaman içinde büyüdüler. Hobsbawm
Yaşı otuzu aşkın, hiç evlenmemiş, belirli hiçbir bağı bu­lunmayan ve yalnız yaşayan bir kadın ister istemez kendisi­ni diğer insanların işleriyle ilgilenir bulur.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.