Maalesef!
Hiçbir ekonomik farklılık gözetmeden, bu günkü zenginin de, fakirin de, orta halkının de değişmeyen çok kötü İKİ ARKADAŞI var: İÇKİ VE SİGARA.
Şiir yazmış kadın
“O, fikirler, duygular, dürtüler ve bellektir. O, yitirilmiş ve uzun, ama çok uzun zamandır neredeyse unutulmuştur. O, kaynaktır, ışıktır, gecedir, karanlıktır ve şafaktır. O, iyileştirici balçığın kokusu ve tilkinin arka bacağıdır. Bize sırlan söyleyen kuşlar ona aittir. ‘Şu yoldan, şu yoldan,’ diyen sestir.” "Haksızlık karşısında tehditler
Ayrıntı Yayınları
Reklam
Böyledir bu iki bacaklılar. Bu yeryüzü insanları pek gariptirler. Kendilerini önce suya atarlar, çılgın gibi ölümdedir gözleri. Derken bir başka iki bacaklı, karanlıktan tesadüfen çıkar gelir; eteklikli, göğüslü, uzun saçlı biri. O zaman yaşamak birdenbire yine çok güzeldir, tatlıdır. O zaman hiçbir erkek ölmek istemez. O zaman artık hiç ölü olmak istemezler. Birkaç tel saç yüzünden; beyaz bir ten, birazcık kadın kokusu uğruna. O zaman ölüm döşeklerinden kalkarlar, şubatta on binlerce geyik gibi zindedirler. O zaman bu lanetli, boş, sefil yer yuvarlağında yaşamaya dayanamadıklarını iddia eden, sular içinde o yarı ölüler bile dirilir. Sulardaki ölüler yine kımıldamaya, yürümeye başlarlar... Hepsi o bir çift göz, o bir parça yumuşak ve sıcak sevgi, o ufacık eller, o narin boyun uğruna. Hatta sudaki ölüler bile. Ah bu iki bacaklılar, ah şu dünyanın bu pek garip insanları...
Sayfa 41
Tenimde iz bırakmış kar kokusu terli, muğlak adamların hevesleriyle harman edilmiş tenim sevinçler artırmışım çiçekli ve çiçeksiz bütün dağlardan. Sarhoşken bağrıma akıtılan yıldızlar özümü çekip ayırmış avuntulardan. Şimdi sana bakıyorum, kalabalık gözlerin ağlamasan bizi utandıracak sanki dünya Valentina Tereşkova ve çekik gözlü kadın komandolar çünkü üç gün beslendiler senin gözyaşlarınla.
“Birden öyle bir kadın kokusu duydum ki, sonraları Doğu şiiri nasıl parlamışsa o da öyle parladı ruhumda.”
"Kokusu miski andıran kadın, seni başkalarıyla paylaşmaya razı gelir mi bu adam?" "Sen gözleriyle denizlere payidar olan adam, boğulmasa da senin prangalarında yaşayamaz ki bu kadın."
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
İnsan yaşlandıkça duyguları da değişir. Nasıl ki bir zamanlar deli gibi âşık olduğun bir kadın gün gelir seni heyecanlandırmazsa, hatta onu gördüğünde arkanı dönüp kaçmak için fırsat kollarsan, zamanla doğduğun kent de senin için yabancılaşır, bir anlam ifade etmez olur. Orada yaşadığın en tatlı anılar, bir sürü ıvır zıvır günlük olayın kalabalığı altında ezilir, yok olur.
Sayfa 289 - Yapı Kredi Yayınları
Kötü kokunun da rengi var… Hatta şekli var:D
~ Fikrimce güzel kokuların yalnız kokusu değil rengi de vardır… ~
Sayfa 142 - İNKILÂP
Ancak para kokusu almada erkek burnunun üstüne yoktur.
Sayfa 95
❝Ahşap bir masa, hasır iki sandalye. Güler yüzlü bir kadın karşılıyor bizi. Porselen bir demlikte hoş kokulu bir çay getiriyor; kekik kokusu bu, yabani. Yanında "murabba", bir tür reçel. İncecik limon dilimleri porselen tabakta billur ışığıyla parlıyor ve bu şehirde çaya limon kabuğunun kokusu çok yakışıyor.❞
Sayfa 20
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.