Bir Latife olarak ifade edeyim. Müslüman bir ailede kadın hiçbir iş yapmaya mecbur değildir. Evin bütün vazifesini görmek, evin kazancınız temin etmek erkeğin vazifesidir.
Müslümanlıkta kadına kendi yaratılışına uygun görevleri yapmak tavsiye edilmiştir. O bundan fazlasını yaparsa bu onun ahirette mükafatını göreceği bir ilave çalışma ve lütuf olarak kabul edilmiştir. İslam'da kadının, ne Doğu'da ne de Batı'da erişemeyeceği çok büyük bir yeri vardır.
~√~
Çok değişik, karmaşık bir mahluk çıkıyor ortaya. Hayal gücünde çok önemli bir yere sahip ;ama hakikatte tamamen önemsiz. Şiir sanatını baştan sona kadar istila etmiş ;her yerde var, ama tarihte yeri yok. Kurmacalarda kralların ve fatihlerin hayatlarına hükmediyordu; gerçekte ise anne babasının zorla parmağına yüzük geçirdiği, herhangi bir delikanlının kölesi. Edebiyatta en ilham verici kelimelerin, en yoğun düşüncelerin bazıları kadının dudaklarından dökülürdü ;gerçek hayatta ise kadın, zar zor okurdu, güçlükle hecelerdi ve kocasının malıydı.
Nûr Sûresi / 31.Ayet
31. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama istekle bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini/ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/göstermesinler. Ancak (kendiliğinden) görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Başörtülerini, yakalarının üstüne kadar (boyunlarını örtecek şekilde)
Yüzü ışığa dönük bir süre bardağa baktı. Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı. Bardağı ağzına götürürken gözlerini kapadı; durgun, bayat çayın kokusunu duydu; kadının dudaklarının izi sandığı yeri öptü.