Kadınlar için hem siper, hem sığınaktır mutfak ve her zaman sıcak aile yuvasının içimizi ısıtan sembolü anlamına da gelmez; yaşayan ölüler haline gelmiş kimi kadınların morgudur aynı zamanda. Toprağa verene kadar bekletildikleri yerdir.
Tersine bir dünya
Bir kadın sabah erkeğe dönüşmüş olarak uyandığında ne olacaktı? Şayet aile ortamı antrenman sahası olmasa erkek çocuk hükmetmeyi, kız çocuk ise boyun eğmeyi nereden öğrenecekti? Ya çocuk yurtları olsaydı? Ya evin erkeği temizlik ve mutfak işlerini paylaşsaydı? Ya masumiyet saygıdeğer olsaydı? Ya akıl ve duygu kol kola gitseydi? Ya vaizler ve gazeteler doğruyu söyleselerdi? Ya kimse kimsenin sahibi olmasaydı?
Reklam
Bir kadın sabah erkeğe dönüşmüş olarak uyandığında ne ola­caktı? Şayet aile ortamı antrenman sahası olmasa erkek çocuk hükmetmeyi, kız çocuksa boyun eymeyi nereden öğrenecekti? Ya çocuk yurtları olsaydı? Ya evin erkeği temizlik ve mutfak iş­lerini paylaşsaydı? Ya masumiyet, saygıdeğer olsaydı? Ya akıl ve duygu kol kola girseydi? Ya vaizler ve gazeteler doğruyu söyle­selerdi? Ya kimse kimsenin sahibi olmasaydı?
Kadınlar, esir alındıkları yeri, korundukları yer sanırlar!
*** Kadınlar için hem siper, hem sığınaktır mutfak ve her zaman sıcak aile yuvasının içimizi ısıtan sembolü anlamına da gelmez; yaşayan ölüler haline gelmiş kimi kadınların morgudur aynı zamanda. Toprağa verilene kadar bekledikleri yerdir. ***
Sayfa 64 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Bir kadın sabah erkeğe dönüşmüş olarak uyandığında ne ola­caktı? Şayet aile ortamı antrenman sahası olmasa erkek çocuk hükmetmeyi, kız çocuksa boyun eğmeyi nereden öğrenecekti? Ya çocuk yurtları olsaydı? Ya evin erkeği temizlik ve mutfak iş­lerini paylaşsaydı? Ya masumiyet saygıdeğer olsaydı? Ya akıl ve duygu kol kola gitseydi? Ya vaizler ve gazeteler doğruyu söyle­ selerdi? Ya kimse kimsenin sahibi olmasaydı?
Kadınlar, esir alındıkları yeri, korundukları yer sanırlar. Kadınlar için hem siper, hem sığınaktır mutfak ve her zaman sıcak aile yuvasının içimizi ısıtan sembolü anlamına da gelmez; yaşayan ölüler haline gelmiş kimi kadınların morgudur aynı zamanda.
Reklam
KARŞIT HAN: Temizlik Tanrısı. Eşdeğer: KARZIT HAN İnsanlara temizliği öğretmiştir. Ülgen Han’ın oğludur. Ülgenin oğulları içinde en duygulu olanıdır. Temizlik Türk kültüründe çok önemli bir yere sahiptir. Su, ateş, toprak temizleyici unsurlar olarak görülmüştür. Su zaten en önemli temizleyicidir. Ateşin de gözle görülmeyen mikroskobik canlıları öldürdüğü günümüzde bilimsel bir gerçektir. Toprak ise ölen canlıların gömülerek hastalıklara neden olmalarını engeller. Köylerde kadınlar, kimyasal temizleyicilerin bulunmadığı dönemlerde tabak, çanak gibi mutfak gereçlerini ırmak ve dere kıyılarında mil ile (balçıklı kum) veya külle ovalayarak temizlemekteydiler.
O kadınlar hayatlarını mutlu bir biçimde yaşamıştı. Muhtemelen ilgili ebeveynleri tarafından ne yaparlarsa yapsınlar mutluluk sınırlarını aşmamaları öğretilmişti. Fakat bu nedenle hiçbir zaman gerçek mutluluğu bilemeyeceklerdi. Hangisi daha iyi? Kim söyleyebilir? Herkes kendince en iyi biçimde yaşıyor. ‘Onların mutluluğu’ndan kastım bizim, hepimizin gerçekten yalnız olduğumuz bilincinden mümkün olduğunca uzak bir yaşam sürmeleri. Kötü bir şey değil bu. Önlüklerini giymiş, çiçek gibi gülen yüzleri ile yemek yapmayı öğrenip, kendi küçük dertleri ve şaşkınlıkları tarafından yutulmuş bir halde, aşık olup evlenirler. Bence bu harika. Böyle hayata hayır demezdim. Ben o yalnız akşamlarda arkadaşlarımı tekrar tekrar arayıp kimseyi evde bulamayınca derimi kızarıklıklar bastığında, her şeyden tümüyle yorgun düştüğümde hayatımdan nefret ederim: Doğumumdan, yetişmemden, her şeyden. Bütün hepsinden yalnızca üzüntü duyarım.
İnsanlar evlerine dönüyorlardı. İthalatçılar, müteahhitler, ölümü bekleyen Albulhamit paşaları,bakkal çırakları, bahçıvanlar, gündelikçi kadınlar, bankacılar, memurlar, tramvay yolcuları evlerine dönüyorlardı. Sanki kimse havanın yosun koktuğunu düşünemiyor, herkes şu alelade gündelik hayatın içinde hiçbir şey koklamadan yaşıyordu. ........ Karşıda evin ışıkları vardı. Havada o koku vardı. Evin içinde mutfak kokusu, aile kokusu, Perihan'ın terinin kokusu, küçük kızın ter ve bebek kokusu, yemek kokusu vardı. Aklında o dul kadın vardı.
Sayfa 215 - YKY
Ve bilmek acı verir!
Yıllar sonra bir gün mutfak ve oturma odasının yerlerini sildikten sonra, ipek bluzunu giydi, uzun eteğini düğmeledi ve iri şapkasını taktı. Kocasının çiftesini ağzının tavanına dayadı ve tetiği çekti. Onun önceden neden yerleri yıkadığını yaşayan her kadın bilir.
364 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.