167 syf.
7/10 puan verdi
Simone De Beauvoir, komünist, feminist, varoluşçu gibi birçok yaftaya maruz kalmış ama bunların dışında olarak ‘’kadın’’ olarak yaşamını sürmüştür. Kendisine yakıştırılan şeylere özellikle ‘’Varoluşçu yazar’’ sözüne itiraz etse de faydası olmamış üstüne yapışmıştır. Bir diğer üstüne yapışan şey ise kitaplarının Sartre ürünü olduğu, Sartre’ın
Kadınlığımın Hikayesi
Kadınlığımın HikayesiSimone de Beauvoir · Payel Yayınevi · 1997172 okunma
‘’İnsan yabancı bir ülkeyi, edebiyatını izleyince iyi öğreniyor; o devirde en çok merak ettiğimiz ülke Sovyetler Birliği'ydi; Fransızcaya çevrilen genç Sovyet yazarlarını izliyorduk. Paul Mizan, Zamyatin isimli bir yazarın Biz Ötekiler romanını mutlaka okumamızı istiyordu; bu kitap bireyciliğin Sovyetler'de hâlâ yaşadığına tanıklık ediyordu; öyle ya, mademki bu kitap yazılmış ve basılmıştı, demek ki...’’
Reklam
‘’ Anneliğe hiçbir zaman karşı çıkmadım; küçük bebeklere ilgi duymadığım bir gerçektir, ama çocukların büyüdükçe daha bir sevimli olduklarına inanır, çoğu zaman beni duygulandırdıklarını da bilirim; kuzenim Jacques ile evlenmek istediğim sırada çocuk yapmayı da aklımdan geçirdim. Şimdi bundan vazgeçiyorsam, tek nedeni mutluluğumun başkaca hiçbir yenilgiye, hiçbir değişikliğe katlanamayacak kadar doludizgin, başıboş ve coşkulu oluşudur.’’
‘’ Çocukluğumdan kalma bir alışkanlık vardı bende, sahte tebessümlerden, hesaplı davranmaktan iğrenirim.’’
‘’ Bütün tesellimiz, o günlerde kapitalizmin geçirdiği büyük sarsıntı oldu; bunu çöküş devrinin bir başlangıcı sayıyorduk. 1929'da ortalığı kasıp kavuran kriz geçen yıllarla daha da azıtmış, akıllara durgunluk verecek ölçüde yoğunlaşmıştı. Almanya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki işsiz sayısı milyonları aşıyordu; aç insan kitleleri Washington'a yürümüşlerdi; buna karşın trenler ve gemiler dolusu buğday ve kahve denize dökülüyordu; Amerika'nın güney kesiminde pamuk yeniden toprağa gömülüyordu; Hollandalılar ineklerini sürülerle kesip domuzlara yediriyor, Danimarkalılar yüz bin yavru domuzu katlediyorlardı. İflâslar, skandallar, ünlü iş adamlarının intihar haberleri gazete sayfalarını dolduruyordu. Dünyamız bir gün mutlaka temelinden sarsılacaktı.’’
‘’ Eylemin dışında olmadığımıza inanıyorduk; kişisel bir katkıda bulunmak amacındaydık, belki konuşarak gerçekleştirecektik bunu, öğretmenliğimizin imkânlarından yararlanacak, yazdığımız kitaplarla etkili olmaya çalışacaktık; belki bizimki «eleştiri» açısından daha önemli, ama «yapıcı» bir çaba değildi, gene de o devrin Fransa'sında eleştirinin büyük yararlar sağlayacağını düşünüyorduk.’’
Reklam
409 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.