Şimdi her çocuğun doğduğu andan itibaren yaş yaş gelişen sendromları var ya..
Anladım ki, nezaketi ne kadar derine indirirseniz, o kadar öğrenmesini öğretmemiş olursunuz.
Bu sefer çocuk gelişmesini tamamlamadan yola devam ediyor ve bir sonraki zorluk onu daha da yıkıyor, çaresiz bırakıyor çünkü mücadeleyi bilmiyorlar.
Hiç çabasız kuru bir inat kalıyor geriye.
Çünkü biz merhamet ile uyulması gereken kurallar arasında kafa karışıklığı yaşıyoruz ve olası durumlarda gevşiyoruz.
"Anlamıyorum Burak. Dış dünyadaki geçmiş derken neyden bahsediyorsun?"
Sesi titrekti. Güçsüz değil ama yönünü yitirmiş gibiydi. Tüm kafa karışıklığı dökülmüştü sanki odanın içine. Burak'ın bakışlarında görebiliyordu bunu. Burak adım adım yaklaştı, pencerenin önünde karşısında durdu. Dışarıdan giren rüzgâr soğuk bir perde gibi aralarından geçerken, Burak'ın sesi geceye karıştı.
"Dış dünyadan bahsediyorum Ceylin. Hepimizin geldiği, ama unuttuğu yerden. Sistem buradaki herkesi birer boş sayfa gibi yazmak istiyor. Hatıralarınız bastırılıyor. Ekin'in hatırladıkları, bastırılmış olanın yüzeye çıkışı."
Bu serüvene nasıl ve nereden başlayacağımı bilemiyorum. Söyleyecek o kadar çok şey var ki...
Her şeyden önce evrenin kendi tanrılarına kadar düşünülmüş olması ve inanılan tanrının farklı uluslarda da
Alışveriş merkezleri bizden çalınan malların beş katına bize satıldığı yerler.
Biz kendimiz üreteceğiz, kendimizin ihtiyacı fazlasını doğaya zarar vermeden üretmek mümkün ise üretip kendimiz