YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.»
Uvertür
Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük.
*
Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
1Nisan 1954 Tarihinde çıkan kitap için Ferit Edgü şöyle der: “ Sait Faik’in,son en son kitabı o gün çıkmış.O gün almışım.O gün hatmetmişim.O Günlerde böyleydi sevdiğimiz yazarların kitabını dört gözle bekler, çıktığını duyar duymaz alır,alır almaz da okur sonra bir daha okurduk.”
Tüneldeki Çocuk,Az Şekerli ve Alemdağ’da Var Bir Yılan kitapları
Keşan müftüsü izah etti, "Noel baba dürüst adam olsaydı, bacadan değil, kapıdan girerdi" dedi.
Aslında...
Dolaptan girdi.
Buzdolabından!
Hıristiyan filan diyorlar ama, Papa dahil, kimsenin umurunda değildi. Taaa ki , 1930'a kadar... Amerikan zekası Coca Cola, günde 9 milyon şişe satıyor, ne yapsak da daha fazla satsak diye kafa
(...) İki kişilik masaya oturmuştum. Yalnızdım. Yalnızdım ama muhayyel bir arkadaşım vardı karşımda. Bu muhayyel arkadaşı pek severim. Öyle ki bazan konuşurken dudaklarına dalar, öpüveresim gelir. Ellerini severim, gözünün rengini severim. ...
Sayfa 90 - Muhayyel, hayal edilen demektir.Kitabı okudu
Bad boy & Masum kız ✓
Toksik ilişki ✓
Sürekli bağıran ve bir şeyleri/birilerini döven erkek ✓
"Ama sen beni incitmezsin...biliyorum" diyen ezik kız ✓
Bolca dram ve drama ✓
İhanetimsi çocukça bir hareket ve kızın senden intikam alacağım diyerek erkek karakterin yanına giderek defalarca kendini rezil etmesi ✓
Fiziksel çekimi olmasına
Candide (1759) kısa romanı, Avrupa’yı yaklaşık olarak 1650’den 1800’e kadar savuran entelektüel ve akılcı bir akım olan Aydınlanma’nın en büyük satirik eseridir. Voltaire mahlasıyla daha iyi tanınan François-Marie Arouet’in yazdığı Candide dini, aristokrasiyi ve pek çok Aydınlanma filozofunun fikirlerini şişe geçirdi.
Aydınlanma, kafa karıştırıcı bir dizi şöhretli yazar ve düşünür çıkardı. Ancak hiçbiri Voltaire (1694-1778) kadar delip geçen bir zekaya veya keskin göze sahip değildi. Paris’te doğan Voltaire, erken yaşlarından itibaren parodi yeteneğini sergiledi. Filozoflar olarak bilinen diğer entelektüellerle Paris salonlarında sık sık görülen Voltaire, akılcılığı benimsemişti ve köklü dini ve siyasi kurumlara saldırmıştı. Cüretkarlığı, Orleans Dükü’nü öfkelendirmesi yüzünden yirmili yaşlarının başında Voltaeire’in başına dert oldu. Sürgüne gönderildi ve bir süre sonra Paris’e dönünce hapse atıldı. 1726’da İngiltere’ye yine bir sürgüne gönderilmeden önce tekrar hapse atıldı.
_Voltaire, karanlık öğretilerin karanlık prensi, sapkın. Gözlerinizi iyi açın. Dindar insanların ruhlarını zehirlemek için şeytani fikirler yayan birisi o. Bu korkunç resimler dünyanın gerçeklerini bize gösteriyor. Tavandan bize tebessüm eden melekler model olarak çizilmiş fahişelerdir. Tabloları yakınca şeytani şeyler yok olmayacak. Fransız
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz.
_3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz.
_Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi.
_Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
Atomik
1. Bir şeyden son derece az miktarda olan; daha büyük bir sistemin en küçük birimi.
2. Çok büyük bir enerji ve güç kaynağı.
Alışkanlık
1. Düzenli olarak tekrarlanan bir rutin ya da uygulama; belli bir duruma otomatik bir tepki
1
Atomik Alışkanlıkların Şaşırtıcı Gücü
KÜÇÜK ALIŞKANLIKLAR NEDEN FARK YARATIR?
"İyi alışkanlıkların değeri
Bu rastlantı, okuldaki ikinci haftamda, saat on birdeki dersimden önce kütüphanede Dr. Roland için fotokopi çektiğim çarşamba sabahı yaşandı. Yaklaşık otuz dakika sonra, gözlerimin önünde ışıktan noktacıklar uçuşurken işimi bitirmiş ve fotokopi makinesinin anahtarım danışma masasında oturan kütüphaneciye teslim edip oradan çıkmak için arkamı dönmüştüm ki Bunny ve ikizleri önlerinde bir dolu kâğıt kalem ve şişe şişe mürekkeple masalardan birinde otururken gördüm. Hele de o mürekkep şişelerini daha dünmüş gibi hatırlıyorum çünkü inanılmaz derecede arkaik ve zahmetli görünen o şişeler ve uzun, dümdüz siyah dolma kalemler beni fena halde büyülemişti. Charles'in üstünde beyaz bir tenisçi kazağı vardı, Camilla ise denizci yakalı kolsuz bir elbise giymiş ve hasır bir şapka takmıştı. Bunny'nin tüvit ceketi sandalyesinin arkasında asılı duruyor ve dikişlerindeki iri sökükler ve lekeler göze çarpıyordu. Saçları yüzüne düşmüş, dirseklerini masaya dayamış, öyle oturuyordu; gömleğinin buruşuk kollarını sıyırıp çizgili kol bağlarıyla yukarıya tutturmuştu. Kafa kafaya vermiş, sessizce bir şeyler konuşuyorlardı.
Bir anda neler konuştuklarını öğrenmeyi istedim. Oturdukları masanın hemen arkasındaki kitap rafına gittim -neyi aradığımdan emin değilmişim gibi yaparak oyalanıyordum- uzansam Bunny'nin koluna dokunabileceğim kadar yanlarına yaklaştım. Sırtım onlara dönük halde rastgele bir kitap seçip aldım -saçma sapan bir sosyoloji kitabı denk gelmişti- ve kitabın indeksini inceliyormuş gibi yapmaya başladım. İkincil analiz. İkincil etki. İkincil grup. İkincil sapma.
Uzun süreli ve güvenilir ilişki kurmak, bir işi başarılı sonuçlandırmak adına çok büyük önem taşır. Eğer Ruslar bir işe hiç kişisel ilişki kurmadıkları biriyle giriyorlarsa o kişiye karşı oldukça temkinli davranırlar. Bu bağlamda Rus iş ortaklarınıza sizin kişisel tarafınızı görmeleri, sizi tanımaları için izin vermeniz gerekir; çünkü Ruslar