Marc Auge- Gündüz ve Gece Düşleri
#kitapyorumum
İnsanoğlu güneş doğduğu andan itibaren hayal kurmadan yaşayabilir miydi? Peki ya hayaller olmasaydı umut denen şey nasıl var olurdu? Yaşadığımız dünyada ki düş kırıklıklarımızın yanında deli dolu anlarımızı o gecenin karanlığında nasıl unutabilirdik? Ve zaman akıp giderken, Yeniden hayata, başlamadan o zamana kafa tutmadan yaşayabilir miydik? Uzun zamandır; Etkilenerek okuduğum bir günde biten kitaplarımdan bir tanesi oldu..
Gündüz ve Gece Düşleri kitabı; İki bölümden oluşmakla beraber; Kitabın İçerisindeki her bir karakterin hayatlarından bir önceki günden geride kalmış olan anılarının olduğu, Tüm bunları barındıran bu hikayelerin her birinde o insanların geçmişlerinin yanında, güneş o gökyüzündeki bulutlardan her çıktığında hala bir umut ışığının var olduğuna inandıklarının ve belki de inanmış olduklarının yanında bağlandıkları, unutamadıkları ve belki de her daim onlara destek verecek birilerin var olmuş olduklarınım hikayelerinin izlerini taşıyor..
Aslında bu kitap bana çok şey öğretti diyebilirim. Kendi gözümüzle görmediğim görüpte yok saydığım şeylerin değerini onların yokluğunda anladığımı hatta ve hatta yanımdayken o şeylerin değerini bilemediğimi, bilipte unuttuğumu. Belki de nankörce davrandığımı. Fakat gelin görün ki; Küçüklüğümden beri inandığım tek bir şey var oda; Gökyüzünde bulunan bulutların altında hala bir anlam taşımış oldukları.. Kitabı alıp şimdiden okuyacak olanlara; İyi okumalar dilerim.
.
.
.
.
.
Merhaba arkadaşlar. Öncelikle güzel bir hafta sonu geçirmeniz dileklerimle. Nasılsınız, diyerek başlamak istiyorum. Şimdiden bayramımız da kutlu, mutlu, huzurlu, kazasız ve belasız olsun diyerek önce bir bayramlaşalım. Şimdi gelelim hızlıca kitabımıza. Freud okumaya hangi eserle başlasam diye düşünenler varsa DORA, çok iyi bir alternatif olabilir.
Hoş Bir Derleme
Kitabın en azından Türkçe kitaplar piyasasında özel bir yeri olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu tarz bir derleme seviyesinde şuan başka bir kitap yok. Eğer ki "ben tek tek felsefe problemlerini bulan kişilerden okumakla uğraşmak istemiyorum bana kısaca anlatsın beyin fırtınası yapayım" diyorsanız tam size göre bir kitap. Sadece tek sorunu problemi anlattıktan sonra öncüllerini ve onların sonuçlarını maddelerken kafa karışıklığına sebep oluyor o yüzden kitabın başındaki kısa kılavuzu okumayı es geçmeyin derim ben.
“Tatilde şöyle bir karıştırırım. Hızla okurum. Bu yazarı da çok duyuyorum. Kendisi ile bu kitapla tanışayım.” diyorsanız orda bir soluklanın. Bu kitap düşündüren, okuyucuyu yoran, zor bir kitap. Kültürel birikime sahip ve psikolojiye ilgi duyan okurlar keyifle okuyacak hatta en iyi kitapları arasına koyacaktır.
Saklı Bahçeler Haritası,
Bu kitap hakkında konuşulmalı.
Tam anlamıyla tertemiz bir dönem romanı. Masumiyeti öyle temiz giyinmiş ki ana karakterlerimiz, adeta bizleri de teşvik ediyor bu konuda. Edebi dili, betimlemeleri ağır olsa da anlaşılmaz dolambaçlı yolları yok. Tüm karakterler başka kalemden çıkmış ve doğru hikayede buluşmuş gibi, açık seçik. Kim kimdi karmaşasından uzak duruyor, konudan bağımsız olaylarla kafa dağınıklığına müsade etmiyor. Tek nefeste okunabilecek bir kitap.
Türk edebiyatı meraklılarına tavsiye ederim.
Finlandiya 1809 yılına kadar İsveç egemenliği altında; yönetim, ticaret, okullar, edebiyat ve sanat başta olmak üzere birçok alanda İsveç’in belirlediği kurallara ve politikalara göre yaşamıştır. Söz konusu alanlarda faaliyet gösteren tüm kurumların yönetim mekanizmasında İsveçliler bulunuyordu. Yönetim mekanizmasında yer alan memurlar,
