"Tanrı beni affetsin... Nasıl olduğunu bilemezsiniz. İçeri girince üst üste yığılmış ceset yığınıyla karşılaşıyorsunuz. Çoğu kesin ezilerek, boğularak ölüyordur. O zehir geldiğinde vücut korkunç tepki veriyor olsa gerek; herhalde nefes alamıyor, çırpınıyorlar. Cesetler dışkı içinde kalıyor. Gözleri yuvalarından çıkmış
Dünyanın havası şiirin moleküllerini taşıyor, polen kadar hafif ya da kurşun kadar ağır; ve bu tohumlar sürülmüş toprağa ya da insanların kafalarına yerleşiyor, her şeye bir bahar ya da savaş havası vererek, mermilerin yanısıra çiçekler üreterek.
Reklam
Dünyanın havası şiirin moleküllerini taşıyor, polen kadar hafif ya da kurşun kadar ağır; ve bu tohumlar sürülmüş toprağa ya da insanların kafalarına yerleşiyor, her şeye bir bahar ya da savaş havası vererek, mermilerin yanısıra çiçekler üreterek.
Carl Panzram
Timsah avına çıkmak için bir kano kiralayıp altı zenci tuttum. her taraf timsah doluydu ve hepsi açtı onları besledim altı zencinin kafalarına birer kurşun sıkıp onları suya salladım gerisini timsahlar halletti (...)
Sayfa 24 - Kırmızıkedi yayınlarıKitabı okudu
Mutlu bir dönemdi, size gem vuran hiçbir şey yoktu, insan her şeyi yapabilir, her şeye hatta hiç gülünmeyecek şeylere bile gülebilirdi, ta ki devrimin bıçağı kafaları koparıncaya, kelleyi kurtaranlar düşünmeye başlayıncaya kadar. Ardından bir geçiş dönemi geldi, ahlakça çürümüş, yapıca duyarlığı abartılı bir kuşak ortaya çıktı; tanımadığı geçmişe özlem duyuyor, anlamadığı bugüne lanet okuyor, sezemediği gelecege kuşkuyla bakıyordu. Bu bir romantikler, saradan genç insanlar kusağıydı, bunlar hayatları gülmekle, ağlamakla, dua etmekle, küfür işlemekle, can sıkan sızlanmalarını bütün makamlarla okumakla geçiriyorlardı ve bu, günün birinde kafalarına kurşun sıkıncaya kadar sürüyordu.
Sayfa 75 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
.. yazarların ya da benzer nedenlerle ücra taşra şehirlerinde bir ara sokakta kafalarına kurşun sıkılan gazetecilerin hayatlarına hiçbir ilgi duymayan İstanbul ve Batı basınından çok, kim vurduya giden bütün yazarlarını kısa bir süre sonra sonsuza kadar unutan bir kültürden gelmesine öfke duyuyor, bir köşeye çekilip mutlu olmanın ne kadar akıllıca bir iş olduğunu hayretle görüyordu.
Sayfa 272 - YKYKitabı okudu
Reklam
Teslim olmak yerine kafalarına bir kurşun sıkarak intihar etmedikleri için zaten büyük bir suç işlemiş sayılıyorlardı. Düşmana teslim olmak zorunda kaldıkları zaman silahlarını kendilerine çevirip intihar etmek emredilmişti onlara.
Rusya'da insanlar korkunç biçimde sadece hayatta kalmakla meşguldüler; yıllarca birbirlerine telefon etmediler, kimileri yoksul olduğu için, kimileri de zengin oldukları için utanıyorlardı. Bu, birçok insanın başka ülkelere geri dönmemek üzere göç ettikleri, insanların artık hiç kimsenin onlara ihtiyaç duymaması yüzünden kafalarına bir kurşun sıktıkları, insanların kendilerinden iğrendikleri için kokain kullandıkları bir dönemdi.
Sayfa 108Kitabı okudu
"Yani o cani etrafta dolaşıp insanların kafalarına kurşun sıkarken, bir yandan da çiçekli çocuk şarkıları mı söylüyormuş?" "Evet, aynen öyle. Melek gibi gülümsüyor ve kız sesi gibi ince sesiyle öyle şarkılar söylüyormuş. Bunu duyan insanlar asla unutmamışlar onu..." Angelidis bir an sustu, sonra, "Sana onun hakkında bilmen gereken bir şey daha söyleyeyim," diye devam etti. "O herifin içinde iki kişilik var. Biri her konuda kararlı, diğeriyse tam bir zırdeli."
Koridor Yayıncılık, Çevirmen: Enver GünselKitabı okudu
Elimde olmadan daha genç yaşlarda kendi kabuğuna çekilen sanatçılar hakkında okuduklarımı düşündüm; Morrison, Joplin, Cobain, Hendrix. Onlardan nefret ederdim. İstedikleri her şeyi elde ettikleri inilde ne yaptılar? Ya etrafta olup bitenleri fark edemeyecek hale gelene dek uyuşturucu aldılar ya da kafalarına kurşun sıktık Amma da akılsızlarmış.Eh, şimdi dön de kendine bir bak. Bir uyuşturucu müptelası değilsin belki ama bundan çok daha iyi bir durumda da sayılmazsın
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.