Bu düşmanlar arasında bir grup vardı ki onları ele ge çirmek çok büyük bir beceri, kurnazlık ve dikkat gerektiriyordu. Bunlar eski savaş tutsaklarıydı. Teslim olmak yerine kafalarına bir kurşun sıkarak intihar etmedikleri için zaten büyük bir suç işlemiş sayılıyorlardı. Düşmana teslim olmak zorunda kaldıkları zaman silahlarını kendilerine çevirip intihar etmek emredilmişti onlara.
Ardından bir geçiş dönemi geldi, ahlakça çürümüş, yapıca duyarlığı abartılı bir kuşak ortaya çıktı; tanımadığı geçmişe özlem duyuyor, anlamadığı bugüne lanet okuyor, sezemediği geleceğe kuşkuyla bakıyordu. Bu bir romantikler, sıradan genç insanlar kuşağıydı, bunlar hayatlarını gülmekle, ağlamakla, dua etmekle, küfür işlemekle, can sıkan sızlanmalarını bütün makamlarla okumakla geçiriyorlardı ve bu, günün birinde kafalarına bir kurşun sıkıncaya kadar sürüyordu.
Sayfa 76
Reklam
Hastane odasında önümde yatan adama, "Ölümlü olma hali, yedi harf. Sence ne olabilir?" diye sordum. Kendisine verilen yüksek dozda morfinden olsa gerek cevap vermedi. Gülümseyerek başımı gazetenin bulmaca ekine egdim ve yazdım. "Fanilik. Baksana Tanrı bile sanki seninle alaya ediyor komiserim. Pardon, eski komiserim desem daha doğru olur, değil mi? Ne de olsa insanlar intihara meyilli polis memurlarından hoşlanmazlar." Ben bulmacama dönsem de onun beni izlediğini hissediyordum. "Başarısız, on harften oluşuyor. Sakın beceriksiz deme. İnanmıyorsun biliyorum ama gerçekten bugünün bulmacasında bu sözcükleri sormuşlar. Çok ilginç, değil mi? Sanki bulmacayı senin için özel hazırlamışlar." Zor duyulur bir sesle, "Burada olmanın nedeni düşmüş bir adama bir tekme atmak istemen mi, Callahan?" diye sordu. "Doğrusu buna hiç şaşırmadım." "Ben düşen adamlara tekme atmam, kafalarına kurşun sıkarım. Sen bunu iyi biliyor olmalısın," diyerek elimdeki bulmaca ekini masaya bıraktım.
Sayfa 331Kitabı okudu
Geri16
68 öğeden 61 ile 68 arasındakiler gösteriliyor.