#Kara Kitap#
" Kara Kitap " Yazarın kafamda bir tuhaflık ve masumiyet müzesinden sonra okuduğum üçüncü kitabı. Kitabi okurken oldukça zorlandım diyebilirim. Hem okuması hemde anlaşılması zor bir kitap. Buna rağmen bazı bölümleri gerçekten harikulade diyebilirim. Yazarın diğer kitaplarında da olduğu gibi müthiş bir hayal dünyası olduğu muhakkak. Betimlemeleri ve olay kurgusu gerçekten mükemmel bir yazar. Zor ama bir o kadarda güzel bir eser. Bu kitabın hikayesi de yazarın diğer kitaplarında olduğu gibi İstanbul'da geçmekte. Yazarın İstanbul aşkı bir başka sanirim. Aceba neden hep istanbul demeden geçemeyeceğim ?
Romanın ana karakteri Galip İstanbul'da yaşayan ve kimlik sorunu olan bir Avukattır. Karısı Rüya bir gün bir mektup birakir ve Galip'i terk eder. Galip ise karısı Rüya'yı bulmak ümidiyle İstanbul'da müthiş bir arayışa girmiştir. Roman Galip'in Rüya' yı arayış mücadelesi üzerinden kurgulanmış ve Romanda siyasi, tarihi, edebi bir çok konuya değinilmiştir. Bazi bölümler var ki bunlar; Cellat ve ağlayan yüz, boğazın suları çekildiği zaman gibi bölümler gerçekten efsane bölümler desem yeridir.
Kara kitap kimine göre bir " Aşkın romanı" kimine göre bir " polisiye roman" kimine göre ise bir" Arayış romanı "dır
Bence bu kitabı yarıda bırakırsanız hayatınız boyunca nefret edebilirsiniz, ancak sabırla ve dikkatlice okursaniz hayatınız boyunca unutamayabilirsiniz.
Keyifli okumalar dilerim herkese.
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229,2bin okunma
''Bozacı, sen bundan para kazanabiliyor musun?''
''Kazanıyoruz, hamdolsun.''
''Demek bu işte para var... Kaç yıldır yapıyorsun sen bu işi?''
''Yirmi beş yıldır bozacılık yaparım ben. Eskiden sabahları yoğurtta satardım.''
''Yirmi beş yıldır yapıyorsan, para da kazanıyorsan zengin olmalısın. Öyle mi?''
''Biz ne yazık ki zengin olamadık,.'' dedi mevlut.
''Niye?''
''Köyden birlikte geldiğimiz akrabalarımızın hepsi zenginler şimdi, ama bize kısmet değilmiş.''
''Sana niye kısmet olmadı?''
''Çünkü be dürüstüm.'' dedi mevlut. ''Ben bir evim olsun, kızıma iyi bir düğün yapayım diye yalan söylemem, çürük mal satmam, haram yemem.''
Orhan Pamuk "Kırmızı Saçlı Kadın"da bir kadından hareketle bir aileyi anlatıyor. Neredeyse ailenin tüm bireylerinin bu kırmızı saçlı kadınla bir ilgisi var. Fakat biz bu ilgiyi kitabı okudukça, olaylar geliştikçe görüyoruz.
Orhan Pamuk kitaplarında, genellikle birbirine bağlı bir aile ile karşılaşırız fakat bu sefer Pamuk birbirinden kopmuş bir aileyle bizleri tanıştırıyor. Baba ve oğul figürlerinin ön planda olduğu kitapta başlangıç kısımlarında hikaye akmıyor olsa da kitabın son bölümlerine doğru tüm olaylar çözümleniyor ve kitap boyunca vurgu yapılan meşhur masallar, efsaneler gerçeğe dönüşüyor.
"Kafamda Bir Tuhaflık" kitabında bozacılar ve bozacılık hakkında bilgiler veren yazar yine unutulmuş ve silinmiş bir meslek olan kuyuculara yer verip kitabında kuyuculuk hakkında bilgiler veriyor.
Ve Pamuk bu kitabında da kullanmaktan çok hoşlandığı okuyucusuyla konuşma tekniğinden vazgeçmiyor.
Okumaya alışık olduğum Orhan Pamuk kurgusundan farklı ama yine başarılı bir kitap olduğu kanısındayım. İyi okumalar...