Erdal ÖZ' ün kalemiyle ilk Gülünün Solduğu Akşam kitabıyla tanışmıştım buda ayrı bir etkiledi beni
Yalın Duru bir dille yazılmış,
Hesaplaşma, utanc, ezilme, sorgu, darbe, direniş, acı gerçekler, baskının yer aldığı hayatın acı ama yasanan olayların bugüne aktarılmasını üzülerek okuyacağız bir kitap okuyun okutun..
Adın yok.
Siyasisin.
Nurilerin koğuşuna atıyorlar seni..
Sonra daracık bir odaya alıyorlar. Her geçen an daha da daralan.
Ayaklarının dibinde insan pislikleri, sidik kokusu ve kan.
Nefes diye onları çekiyorsun içine. Ciğerlerine yapışıyorlar.
Diri diri gömülmüş gibisin. Üstün başın pislik içinde.
Beklemek korkunç..
Ezen değil ezilensin. Vuran değil vurulan. Ağzı burnu kanayan, dişleri dökülen..
"KAFAN SUÇLU SENİN,KAFAN!"
"Çok kötü şeyler mi yapılacak sana burada? Aşağılanacak mısın? Yenilmek istemiyorsun. Ezilmek istemiyorsun. Hiçbir kötülük yapılmamalı sana. Bunu çok istiyorsun. Gece, bütün gece çırpındın durdun yatağında. Hep buna hazırlamaya çalıştın kendini. Yenilmemelisin. Ayaklar altında sürünen, yaltaklanan, yalvaran, köpekleşen biri olmamalısın. Başarabilecek misin? Önceden hiçbir deneyimin de yok bu konuda? En kötüsü bu. Gelecek her kötülüğe, bedensel her acıya katlanmak isteğiyle dolusun ama için korkularla dolu. Korkunun alçaklığa dönüşmesini istemiyorsun. Direneceksin. Acılar nice büyük olsa da uzun sürmez diyorsun, uzun sürmez, biter bir yerde. Bu işin sonunda bir gün bir kurtuluş olacaksa, insanca olmalı, onurlu olmalı diyorsun, hep bunları diyorsun içinden. Kendi kendinle yüz yüze gelebilmelisin, bakabilmelisin kendi yüzüne. Başkalarının yüzüne de. Ama kendi yüzüne bakamayan biri, ne yüzle çıkar başkalarının karşısına? En korkuncu bu işte; kendi yüzüne bile bakamaz olmak. Bu yıldırıyor seni. İçinde aşağılanmış, ezilmiş, pörtlemiş, vıcık vıcık iğrenç bir böcek yaşatarak insanların arasında dolaşmaktan, dolaşır olmaktan korkuyorsun. Daha hiçbir şey yapmadılar, hiçbir şey sormadılar. Oturttular bir iskemleye, dönüp dolaşıyorlar odada. Yine de su gibisin. İçinden boyuna geçiriyorsun: "Bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum..." Bütün gece buna hazırladın kendini. Bilmiyorsun. Senin üzerinde işleyip senden bir suçlu mu yaratacaklar? İşleri bu mu? Bildiğin ne varsa silmeye çalışıyorsun kafandan. Siliyorsun. Bomboş kafan. Yeni yağmış kar gibi."