kafka_34
@kafka_34
29 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
80 bin doları Çeçenya için toplayıp Dudayeve teslim eden Yiğit Adam..
#MuhsinYazıcıoğlu
Fahrettin Koca Türkiye ‘deki bütün siyasi ,etnik ve dini grupların gönlünde taht kurdu . Fahrettin Koca aslında bize virüsle mücadeleden öte ;naifliği,nezaketi,ağırbaşlılığı ,sevgiyi , saygıyı ,hoşgörüyü gösterdi . Kibirli ve üstün görme siyasetin ve siyasetçilerin her daim kaybedip ,unutulmaya mahkum olacağını gösterdi . Kısacası Dr. Fahrettin Koca bize şunu öğretti :
İYİLER/İYİLİK HER DAİM KAZANIR !
Okur Takip Önerileri
Ülkemizin ve coğrafyamızın en önemli meselelerinde her daim en önde olan 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanları bugün de
Covid -19 vakasında hayatını tehlikeye atar pahasına insana ve insanlığa hizmet etmektedir .
Sen ey ibrahim gibi minaya ulaşmış insan ! Kurbanlığını getirmiş olmalı ,ta başından ismail'ini mina'da kurban etmek için seçmiş olmalısın.Senin ismail'in kimdir ?
Benim avuç içinde biriktirdiğim dualarım senin "Ol"emrine amade Allahım...
Korona virüsü insanları eşitledi.
Zengin-yoksul, dinli-dinsiz, Yahudi-Hıristiyan-Müslüman, Sünni-Şii, sufi-selefi, Nakşi-Kadiri, İslamcı-laik ayırt etmiyor.
Tabiat yasaları önünde kimliğine bakılmaksızın nasıl ki herkes eşitse, ilahi mahkeme önünde de herkes eşit olacak.
Öğretmeni soruyor çocuğa:
- Canlılar kaça ayrılır?
- Dörde ayrılır öğretmenim “ diyor çocuk..
- Bana yanlış gibi geldi ama say bakalım...
- Bitkiler, Hayvanlar, İnsanlar, Çocuklar...
- Çocuklar da insan değil mi oğlum?
- Haklısınız, o zaman canlılar üçe ayrılır öğretmenim...
- Peki, şimdi yeniden say bakalım...
.
- Bitkiler, Hayvanlar ve Çocuklar...
- Oğlum insanlara ne oldu?
- Düşünebilenleri hep çocuk kaldılar, düşünemeyenleri de hayvanlaştılar öğretmenim
Biz ebabil kuşuyuz gülüm
Gölgesini büyük sayan mağrur fillerin belalısıyız.
Kısa çöpüz
Uzun çöpte hakkımız varda gözümüz yoktur bizim. 💪🇹🇷
Suriyeli gençlerin bugünkü görüntüleri, sığıntı gibi yaşamaktan rahatsızlık duymamaları, özçekim ve gülücüklerle sınıra doğru yürümeleri şunu gösteriyor:
Suriyeli dediğimiz kitle bir güruhtur. Asla millet değildir. Biz millet olduğumuz için Kurtuluş Savaşını kazanabildik. Burada devlet geleneği ve köklü bir tarih önemli rol oynuyor. Türkler çok daha ağır bir şok yaşamasına rağmen, kendi kendine örgütlenmeyi başarmış milletir.
Oysa Suriyeliler desteğe rağmen bir araya gelemeyecek kadar millet olmaktan uzaklar.
Şimdi şöyle düşünün, bugün izlediğimiz Suriyeliler, 1919'da Anadolu'daki topluluk olsaydı, o topluluk Milli Mücadele verebilir miydi? Asla!
Hani Atatürk diyor ya "Türk milleti, milli birlik ve beraberlikle, güçlükleri yenmesini bilmiştir" diye... Çok önemli söz, çoook.
Milli Mücadele nerede başlamıştır? Dörtyol'da! Dörtyol, Suriye'nin hemen dibindedir. Fakat Dörtyol millettir. Türk milletidir. Fakat Suriyeliler?
Yanyana iki yerleşim ama birbirinden dünyalar kadar uzak... İşte, millet olmak o denli önemlidir!
Mahkûm ve mağlup bir millet değiliz. Hiçbir zaman da olmadık. Ecdadımızın çağrısı, coğrafyanın seslenişi, mazlumların iç çekişi, şühedanın hatırası milli şuurda mevcut ve meknuzdur. Duruşumuz bunlarla mündemiçtir. Türk milleti beklenendir, bekleyendir, özlenendir, övülendir.