Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
135 syf.
10/10 puan verdi
Ermeni Taşra Edebiyatının bir temsilcisi Hamasdeğ
"Asıl adı Hampartsum Gelenyan'dır. Edebi mahlas olarak kullandığı Hamasdeğ ise kendi adı ile erkek kardeşleri Asdur ve Eğya'nın adlarının başlangıçtaki harflerinin birleşmesinden oluşmuştur. Bu mahlas anlamsız bir sözcük olmayıp. Ermenice'de takımyıldız anlamına gelen hamasdeğutyun sözcüğünü çağrıştırır. Hamasdeğ.
Güvercinim Harput'ta Kaldı
Güvercinim Harput'ta KaldıHamasdeğ · Aras Yayınları · 201129 okunma
Yalan değilmiş eskiden her şeyin daha güzel olduğu; bir nostalji sayıklaması değilmiş. İşte gözlerimle görüyordum. Sokaklar eğri büğrü olsa da kagir evlerin hepsi bahçe içinde tek ya da iki katlı, kiremit damlı. Bütün şehir gibi burada da yüksek duvarların arkasından sokağa sarkmış portakal ve turunç ağaçları, nar dalları var, aralık kalmış kapılardan çekincesiz göz attığımda taşlığın iki yanına sıralanmış gülhatmiler, sarmaşık gülleri, büyük ve keskin kokulu karanfiller, duvar diplerinde mor, kırmızı, pembe, beyaz sardunyalar. Hepsinin güzelliğine işte ben tanığım.
Sayfa 37
Reklam
İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar. İrili ufaklı, birbirinden farklı, Ahşap evler, kâgir evler yaptılar. Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu, Evlerin içi devir devir değişti Evlerin dışı pencere, duvar. Behçet Necatigil
Gözünü yumduğu zaman bir sürü dağ, fundalıklı bayır, kerpiç, ahşap veya kâgir evli kasaba ve bir sürü de insan görüyor, fakat bunların hiçbiri onun alakasını çekemiyordu. Hayatının bütün hatıraları lüzumsuz ve manasızdı. Ömrünün her vakası olmasa da olabilir, hayatına her giren insan girmese de olabilirdi. Bütün mazisinde kendisine "Ah, neden böyle yaptım?" veya, "Ah, niçin şöyle yapmadım!" dedirtecek bir şey bulamıyordu ve bu, ömrünün pek tatlı geçtiğinden değil, sadece, ömrünün her kısmına şu anda pek lakayt olduğundandı.
Sayfa 131 - YKYKitabı okudu
Nasıl bir tasvir, hala güncel olması da pes! Alkış
Genellikle, icazetname koparıp alim sıfatıyla bir daireye kapağı atmak için yanıp tutuşan, dünyevi ilimleri kafirlik saymalarına rağmen dünyevi çıkarlar peşinde koşmayı ihmal etmeyen bu talebeler, günde beş kere aptest tazelemelerine karşılık, hamama ancak ayda yılda bir giderler, kagir medresenin kurşun kubbeleri altındaki hücrelerde yatıp kalkarlar, yer içerlerdi.
"Şehre bakıyorduk denizden: Nevzat, Demir, bir de ben. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz Sultanahmet'in minareleriydi görülen, Ayasofya'nın kubbesi, Topkapı Sarayı'nın kuleleri. Bembeyaz bir sisle örtmüştü doğa, ne varsa görüntüyü çirkinleştiren. Güneş doğmadan bir anlığına beliren bir
Sayfa 619Kitabı okudu
Reklam
"Yalan değilmiş eskiden her şeyin daha güzel olduğu; bir nostalji sayıklaması değilmiş. İşte gözlerimle görüyordum. Sokaklar eğri büğrü olsa da kâgir evlerin hepsi bahçe içinde tek ya da iki katlı, kiremit damlı. Hepsinin güzelliğine işte ben tanığım.."
Kâgir bir binanın içinde sonsuzluğun kapılarını arıyorum. Lakırtılar arasında ve baştanbaşa efkârlı. Değirmen habire dönüyor ve öğütüyor. Kim bilir bana ne zaman sıra gelecek?
. İstanbul, lüksü Mısırlılar sayesinde görmüştür. Kâgir binaları onlar sayesinde görmüştür. .
360 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.