72
Kağıt toplayan adamlar gibi sokaklarda, Yüreğinin en kuytu sokaklarında topluyordum ismimi, Hafızamda çizdiğim sevdamızın resmini, Hayallerimin duvarına bir bir asıyordum, Hani begonvilli o dar sokaklarda tutmuştun ya ilk gözlerimi.. Sözlerim gözlerinin esiri olmuştu sanki, Paramparça uykularımda, Trafik ışıklarında mendil satan çocuklar gibi, Yalnızlığımı satıyordum sahte dostluklara, Aşkların kavşağında o sahte ışıklara.. . . .
Sayfa 186 - Omca Yayınları
2. Su - kasina Tercihen yağmur suyu ya da kaynak, dere, göl veya denizden alınmış su ile bir tas doldurulur. P.V. Mahathera şöyle der: "Eğer su hareketli ise ya da içinde küçük kabarcıklar varsa bunlar uggaha-nimitta (kopya imaj)'da da belirecektir. Ama patbhaga-nimitta (imaj ötesi) hareketsiz ve gökyüzüne yerleştirilmiş bir ayna gibi
Reklam
Çağımız kullanılıp atılan kağıt mendil çağı. Burnunu bir kişiye sil,buruşturup at,başka birini al,sil,buruştur,at. Herkes bir diğerinin eteğine siliyor.
Söz Yitimi
1. Yürüyor muyduk, Yoksa bir doğa parçasının Altını mı çizdiriyorlar bize? 2. Ellerimizde küçük kağıt kutular Yüzlerimiz asılsız.
Bir sürçme…Bir an durup bir şey tasarlama… Bir mendil, bir kağıt unutup almak için geri dönme… İnsanların kaderinde ne korkunç değişmeler yapabiliyor?
Reklam
İÇTİM O İçtim o bin yıllanmış testiden, içtim, içtim, Örtüler arasında yeryüzü beğenisiyle Ayışığını paylaşırdı bacakları, Öptüm ayak parmaklarını, öptüm, öptüm. Put’unu cezalandırıyor kır delisi; Oğlan iki ev ötede, Londra’dan gelmiş; Yazsınlar felaketlerin hep çift geldiğini, Garson acıması tutmuş içkievini. Ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendil Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Cemal Süreya
Cemal Süreya
“Neden zenginlerden nefret ediyorum biliyor musun?” O gece Fare böyle devam etti. Konunun bu noktaya kadar gelmesi bir ilkti. Bilmiyorum, der gibi başımı salladım. “Açık konuşayım, zenginlerin hiçbir halttan anladıkları yok çünkü. Bir el feneri ve cetvel olmadan kendi popolarını bile kaşıyamaz onlar.” Açık konuşayım, onun kullanmayı sevdiği bir tabirdi. “Ee?” “Evet. Onlar önemli hiçbir konuya kafa yormazlar. Düşünüyormuş gibi yaparlar sadece... Neden böyle yaparlar sence?” “Neden acaba?” “Gereği yoktur da ondan. Kuşkusuz zengin olmak için biraz zekâ gerekir ama zengin olduktan sonra artık hiçbir şeye gerek kalmaz. Tıpkı yapay uyduların benzine ihtiyacı olmaması gibi. Bir uydunun aynı yerde dönüp durması yeterlidir. Ama ben öyle değilim, sen de öyle değilsin. Biz yaşamak için düşünmek zorundayız. Yarın havanın nasıl olacağından küvetin tıpa ölçüsüne kadar. Öyle değil mi?” “Öyle gibi” dedim. “Tam da öyle.” Fare, söylemek istediği kadarını söyledikten sonra cebinden kâğıt mendil çıkarıp sesli bir şekilde içine sümkürdü. Fare’nin söylediklerinin ne kadarında ciddi olduğunu pek kavrayamamıştım. “Ne var ki, eninde sonunda herkes ölür” dedim onu konuşturmak için. “Orası öyle. Herkes bir gün ölür. Ama ölene kadar bir şekilde elli yıl falan yaşamak zorundasındır ve bir sürü şeyi düşünerek elli yıl geçirmek, açık konuşayım, hiçbir şey düşünmeden geçireceğin beş bin yıldan çok daha yorucudur. Sence de öyle değil mi?” Öyleydi.
pdf//syf. 11Kitabı okudu
836 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.