Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşlılarda gördüğü­müz kemik erimesi has­talığının artık daha erken yaşlarda görülmesinin en önemli nedeni, şeker ve kahve tüketimindeki artış ile birlikte minerali alınmış su arıtma ci­hazlarının kullanımının yaygınlaşmasındandır.
“Beyaz adam, diye seslenmişti ona. Kahve hazır olmak üzere.”
Reklam
O gece bir filmde geçseydi, Mercan'ın önündeki Pisa Kulesi baskılı kahve fincanını bir dolu bir boş görür, zamanı kolayından atlayıverirdik.
Sayfa 120
Sosyal ağ Dünya’da bilinçsiz bir bilgisayarın başına oturup bir kahveye ihtiyacınız olmasıyla ilgili şeyler yazmak, başkalarının bir kahveye ihtiyacı olmasıyla ilgili şeyler okumak, bu sırada kalkıp kahve yapmayı unutmak demekte çoğunlukla.
1517’de, Selim’in “sayısız birliği” Suriye’den Kızıldeniz’in doğu kıyısı boyunca güneye doğru akarken, daha önce hiç rastlamadığı bir şeyle karşılaştı, üzerinde tuhaf, parlak taneler bulunan bir çalı. Kudüs ve Kahire’yi ele geçirmekten, halifeliği üstlenmekten veya İslam tarihindeki en büyük imparatorluğu kurmaktan muhtemelen daha fazlası olan bu bitki, Selim’in Memlükleri fethetmesinin en önemli -ve kesinlikle en kalıcı- sonucunu temsil ediyordu. Selim’in ordusunun Yemen’de bulduğu şey kahveydi... Hiç kimse, en azından batıda, bir Osmanlı padişahının kahveyi bugün olduğu küresel fenomen hâline getirmesinin kıymetini bilmez. Selim’in 1517’de topladığı kıtalararası birlik sağ olsun, kahve vücudumuzda dolaşır, güne sağlam başlamamızı sağlar, milyonlarca dönüm tarım arazisine hâkimdir, şirketlere milyarlarca dolarlık kâr getirir ve dünyadaki hemen hemen her türlü sosyal etkileşime hayat verir. Roma İmparatorluğu’ndan beri ilk kez, Selim Yemen’i -kahve buraya Etiyopya’dan gelmişti- Arap yarımadasından Bulgaristan’a ve Irak’tan Cezayir’e uzanan bir devlete dahil etti. Selim’in eski dünyada kurduğu ticari, kurumsal, politik ve kültürel bağlar kahvenin yayılmasını sağladı; ilk olarak Yemen’den Ortadoğu’ya, daha sonra Osmanlı’nın Doğu Avrupa’sına, İran’a ve Hindistan’a, sonunda da Batı Avrupa, Amerika ve Güneydoğu Asya’ya. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları dışında içilen ilk kahve 1580’lerin sonlarında Venedik’te içildi... Bugün kahve, dünyada en çok ticareti yapılan ikinci maldır, ilki bir başka Ortadoğu ihracatı olan petroldür.
Sayfa 385Kitabı okudu
Eskiden kahve içerdik. Artık kahve deneyimi yaşıyoruz.
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
”Bir barı açıyorum, iki Ayla’yla aramı düzeltiyorum."
"Ben o sıra aklı bir karış havada bir genç kızım. öyle ciddi ilişkilere falan takılmıyorum. Zaten sait'in anladığı ciddi evlilik ilişkisi de şu: evleniyoruz, güneye yerleşiyoruz, orada bir kahve açıyoruz, ben ocakta çalışıyorum, o da kahve dağıtıyor. geceleri ikimiz de kâğıda kaleme sarılıp o günün hikâyelerini yazıyoruz."
Sayfa 41 - Türkiye İş Bankası Yayınları, Leyla ErbilKitabı okudu
Himmm
Sovyetler kahve içmiyorlar -zaten kahve çok da kötü- ve yemek faslını bir bardak çayla kapatıyorlar.
"Haydi gelin, sakin bir yerde berbat bir kahve içelim."
Su yüksek yerlerden alçak yerlere akardı. Yerçekimi kanunu böyleydi. Duygular da yerçekimine göre hareket ediyordu. Bağınız olan, duygularınızı paylaştığınız birinin karşısında yalan söyleyip paçayı kurtarmak zordu.
Sayfa 140 - epsilonKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.