Bir fincan kahve; loş bir odada, yarı kapalı gözlerle içilen, kokusu içe işleyen bir sigara... Hayattan bu gerçeklikten başka talebim yoktur, bir de düşlerimden... Az mı bu? Bilmiyorum. Hem az nedir, çok nedir, onu biliyor muyum?
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar ağır kanlı adamlardır
Değişen bir dünyaya karşı
Kerpiç duvarlar gibi katı
Çakır dikenleri gibi susuz
Kayıtsızca direnerek yaşarlar.
Aptal, kaba ve kurnazdırlar.
İnanarak ve kolayca yalan söylerler.
Paraları olsa da
Yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
Her şeyi hafife alır ve herkese
Birkaç saniyeliğine, çocukluğunun nerdeyse unutulup gitmiş dünyasına
gitti. Sonra bir kapı küttedek kapandı ve sanki bir ses kesilir gibi kesiliverdi kahve kokusu.