Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
.
Banliyo Kıraathanesi, Nusret'e babasından, ona da büyükbabasından devir olmuş, altmış küsur yıllık bir kıraathanedir. Günümüzün kahvehanelerine dönüşmemiş, İstanbul'un nadir kıraathanelerindendir. Banliyö treni her geçtiğinde, kıraathanenin çinko damı titrer, yağmurda çatısı akar, kışın bacasından tüten gri dumanından bazı mahalle
784 syf.
·
Puan vermedi
Murat bardakçı beğeniliyor olabilir, beğenilmiyor olabilir, eleştirilir, dünün hükümet karşıtı, bugünün iktidar yanlısı olabilir, hepsi kabulüm. Ancak köy kahvehanesi üslubuyla yazmadığı, belgeyi referans aldığı için, kendisini okumayı tercih ederim her zaman.
Murat Bardakçı'nın kaleminden çıkan "Enver" kitabı, tarihi bir dokunuşla romantizmi harmanlayarak okuyucularını kendine çeken bir başyapıt. Kitabın ilk yarısı, Enver Paşa ve eşi Naciye Sultan arasındaki mektuplarla başlayarak, Enver Paşa'nın doğumundan ölümüne kadar olan yaşamını detaylı bir şekilde ele alıyor. İkinci bölüm ise Enver Paşa'nın kendi notlarından oluşan bir biyografiyi sunuyor. Bardakçı'nın titiz araştırması ve belgelere dayalı yaklaşımı, eseri sadece bir kitap değil, aynı zamanda bir tarih araştırması haline getiriyor. Son dönem Osmanlı tarihine ilgi duyanlar için, Enver Paşa ile Naciye Sultan arasındaki aşkı merak edenler için kapsamlı ve etkileyici bir çalışma sunuyor. Bardakçı, tarihi olayları ve kişilerin duygusal dünyalarını ustalıkla işleyerek, okuyucularına unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Bence herkes okumalı
Konusu;
Hanım bir kız çocuğumuz var. Bu kızımızın dedesinin bakkalı, diğer dedesinin de kahvehanesi var. Çoğunluğu bakkalda geçiren bu kız, dedesine bakkalda yardımcı oluyor, olmak,ne kelime müşterilere yardım ediyor onlara kampanyalar sunuyor, hediyeler hazırlıyor ama bir türlü yaranamıyor... Çünkü büyüklerinin gözünden küçükleri anlamak çok zor olduğunu sık sık dile getiriyor.
Tabii bu kız çocuğunun yaptığı bazı şeyler de çok da normal değil. Tanıdığı bir amcasının bahçesinden topladığı armutları vatandaşlara camii çıkışında satıyor. Dedesinden azarı yiyor.
Tabii tek bununla kalsa iyi kafasında kolonyayı boşaltıp saçının renginin açılacağını düşünüyor. Dedesinden boş kaldıkça yiyor azarı. Artık alışkanlık oluyor haşlanmak.
Tabii bazı yaptığı şeyler iyilik yaparken mantık dışına çıkınca kitapta eğlenceli bir hal alıyor.
Okuyacaklara tavsiye ediyorum zaman zaman güldüren, zaman zaman düşündüren bu kitabı herkes okumalı diye düşünüyorum Şermin Yaşar bir hobidir bende hobi oldu diyelim..
Öteki Şeylerin Tarihi
312 syf.
Sema Soykan'ın kalemiyle Adsız Roman eseriyle tanışmıştım ve kitap bitince tüm eserlerini okuyacağım demiştim.Arayı çok açmadan bu ay da Öteki Şeylerin Tarihi eserini okudum.Bilmediğim o kadar çok şey varmış ki kahvemi çayımı yudumlarken nasıl son sayfaya geldim, ayrılırken nasıl buruk ayrıldım
Hoca Güzel Yazmış Ama...
Cüneyt bey tanıdığım ve bildiğim kadarıyla ilmine hürmet edilecek seviyede bir ilim sahibidir. Kitapta gayet olgun ve isabetli tespitler ve yorumlar yapmış. Roman yazarlığı, diziler, TV programları vb. alanlarda tarihin nasıl olduğunu ve nasıl olması gerektiğinden bahsetmiş. Fakat! Bu güzel esere Mustafa Armağan gibi bir kahvehane dayısının övüldüğü bir kesiti koymasını hiçbir şekilde hoş karşılamıyorum. Neden kahvehane dayısı diyorum bu abiye? Atatürk hakkındaki iftiralarını vs geçtim, bu adam hangi kanalda olduğunu hatırlayamadığım bir canlı yayın programında benim birebir tanıdığım bir kişiyi "GÜVENİLİR TARİHÇİ" olarak izleyicilere tavsiye etmişti. Güvenilir tarihçi dediği adam ise Facebook'ta gördüğü 144P haline gelmiş işkembe-i kübradan uydurulan fotoğraflı yazıları paylaşan, hiçbir tarih eğitimi olmayan alt karakter bir adamdı. İşte özellikle o gün dedim ki bu Mustafa Armağan denen bey amca ciddiye alınmaya teşebbüs bile edilmeyecek bir kişilik. İnanarak tavsiye ettiği kişi hakikaten kahvehanede bile eşi bulunmaz bir avamdı.
Neyse netice olarak bu kitaba 4 vermemin sebebi yukarıda anlattığım durumdur. Yoksa benim için 6 yıldızlık bir eser. Ki beni bilen bilir. 6 yıldız benim için "iyi" kitaba verdiğim bir derece. 6 üstünü çok çok iyi ise veririm. Bu verdiğim 4 yıldız ise iyiye yakın anlamı taşımaktadır.
Bu arada özellikle altını çizeyim. Cüneyt bey M. Armağan isimli kahvehane dayısını kendisi övmüyor. Öven başka birisinin yazısını alıntılıyor.
Bilmiyordu İnsan Evladı Esaretin Esas Ruhunda Olduğunu..
Yazar, hikayelerinde yer alan tezatlıkların ve anlamsızlıkların içinde verdiği anlamlı mesajla okuması zevkli ve süper akıcı bir kitap ortaya koymuş. Kitapta en çok "Laz Bakkal" ve "Monte Kristo" bölümlerindeki farklılıklar içindeki aynılık, esaretin farklı yüzleri mesajlarını sevdim. Yolda ya da dar zamanlarda zihnimize nefes aldıracak bir mini kitaptı, tavsiye ederim.
