Hepimiz bir birimize yabancı sayılırız, bizler bile, Kimi kastediyorsun, Seni ve beni, sağduyunu ve bizzat kendini, doğru düzgün konuştuğumuz bile yok, kırk yılda bir görüşüyoruz, ve dürüst olmak gerekirse görüştüğümüze pek değdiği de söylenemez, Suç benim, Suç bana da ait, doğa veya şartlar gereği paralel yolları takip etmek durumundayız, fakat bizi ayıran veya bölen mesafe öyle büyük ki genelde birbirimizi duymuyoruz, Şu anda seni duyuyorum, Şu an acil bir durum söz konusu ve acil durumlar kişileri yakınlaştırır, Her şey olacağına varır, Bu felsefeyi bilirim, insanlar buna yazgıcılık, kadercilik, kısmetçilik derler, oysa aslında, her zamanki gibi, canının istediğini yapa cağın anlamına gelir, Yapmam gerekeni yapacağım anlamına gelir, o kadar, Bazı insanlar için yaptıklarıyla yapılmasını gerektiğini düşündükleri şey aynıdır, Sağduyum olarak ne der sen de, irade meseleleri bu kadar basit değildir, basit olan kararsızlıktır, belirsizliktir, çözümsüzlüktür, Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi, Hiç şaşırma, öğrenmenin yaşı yoktur, Benim görevim sona erdi, belli ki sen canının istediğini yapacaksın,
Aynen öyle, Öyleyse hoşça kal, gelecek sefere görüşmek üzere, kendine iyi bak, Herhalde yine bir acil durumda görüşürüz, Vaktinde yetişebilirsem görüşürüz.