Gelsen şu olurdu:
Evim dünya olurdu
İncelik dil bulurdu
Saygı çocuklaşırdı
Beden murat kesilirdi
Kalabalık çiçek açardı
Pişmanlık utanırdı
Eşyalara su yürürdü
Acı değer kazanırdı
Ölüm sahipsiz kalırdı
Güzel anı olurdu
Aşka yakışırdı
Şiir usulca susardı
Yaşamak büyür büyürdü...
Hikayesi olan fotoğraflara bayılıyorum. Hiç tanımadığım insanları, ömrüm boyunca belki de göremeyeceğim manzaraları aralıyorlar zihnimde. Öyle şaşaalı da değil, düz hikayeler. Kalabalık bir cadde fotoğrafının altına iliştirilmiş bir not mesela:
“Her gün el ele geçen yaşlı çiftten bugün sadece amca vardı. Ellerinde de iris çiçeği.”
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yanan otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu