"Doğa yalan söylemezdi. Gün ile gece, doğum ile ölüm, deprem ile fırtına gerçekti. İstanbul, gerçeği doğadan öğrendi, ama yalanı kendisi yarattı. Göz boyamayı, yüz değiştirmeyi ve hafızayla oynamayı yarattı. Herkesi kendisine bağladı ve sabah uyandığında eski sevgilisini koynunda bulacağına inanan sarhoşlar yarattı. Zenginlerin hak ederek para kazandığına inanan yoksullar yarattı. Bol bol umut saçtı. Kalbi kırıklar elbet gün yüzü görecekti. İşsizler de bir gün eve ekmek ve etle dönecekti. Yalnızlığı gizlemek için ışıklı vitrinler yarattı. Tanrı'nın yokluğuyla yetinmek yerine kendisi Tanrı olmak isteyen akıl yarattı. Ten kokusunu çoğaltan İstanbul, sürekli vaatte bulunan ama uzakta duran sevgili gibiydi. En iyi yalanlar ondaydı. Ona inanmaya can atan kadın ve erkekler yarattı."
Sayfa 163 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kalbi kırıklar birbirini bu seslerden tanır. Sahi ruhun izlerini kim silebilir ?
Ben bu yaşadıklarımı yaşayacak adam değildim lakin çekildi artık su tuz koktu ama buna rağmen gövdem ortalarda bir vicdan azabı gibi sürtünecek bir duvar kenarı arayacak diye bekleyenler çok bekleyecek rezil olanlar konvoyunun başı olacağım daha beceremeyenler mahallesinde muhtar kalbi kırıklar ordusunda general Velhasıl bir şişe daha şarap açsınlar bana çok işim var!
Kalbi kırıklar birbirini bulur. Belki hayatın belaları yağarken aynı saçak altlarına sığındıklarından, belki yüzlerindeki bir işaretten. “Başka bir kalp gidemez Kırık bir kalbe Aynı yüksek imtiyazdan Mustarip olmadıkça kendi de,” diye yazar Emily Dickinson.
İstanbul, gerçeği doğadan öğren­di, ama yalanı kendisi yarattı. Göz boyamayı, yüz değiştir­meyi ve hafızayla oynamayı yarattı. Herkesi kendisine bağla­dı ve sabah uyandığında eski sevgilisini koynunda bulacağı­na inanan sarhoşlar yarattı. Zenginlerin hak ederek para ka­zandığına inanan yoksullar yarattı. Bol bol umut saçtı. Kal­bi kırıklar elbet gün yüzü görecekti. İşsizler de bir gün eve ekmek ve etle dönecekti. Yalnızlığı gizlemek için ışıklı vitrinler yarattı. Tanrı’nın yokluğuyla yetinmek yerine kendisi Tanrı olmak isteyen akıl yarattı. Ten kokusunu çoğaltan İs­tanbul, sürekli vaatte bulunan ama uzakta duran sevgili gi­biydi. En iyi yalanlar ondaydı. Ona inanmaya can atan kadın ve erkekler yarattı.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
261 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.