Son kez, bu gözleri son kez açıyorum. Ah, güneşi bir daha görmeyecekler, bulutlar ve sisten Güneş görünmüyor. Yaz tut ey doğa! Senin oğlun, senin dostun, senin sevgilin yolun sonuna yaklaşıyor. Lotte, bu eşsiz bir duygu, ama bulanık bir düşte kendi kendine şöyle söylemek gibi: bu sonuncu sabah! Sonuncu! Lotte bu sözcük bana bir şey ifade etmiyor:
Sayfa 117Kitabı okudu
Bu dünyada güzel ya da büyük her şey, sadece insanın düşüncesinden ya da duygularından doğar. Bizi geçmiş kuşaklara ulaştıran ve bugün bizim görebildiğimiz her şey, var olmadan önce, erkeğin kafasındaki basit bir düşünceden ya da kadının kalbindeki basit bir duygudan başka bir şey değildi. İnsanları özgürlüğü ülküselleştirmeye yüreklendirmek için bunca kanın dökülmesine yol açan büyük devrimler, milyonlarca insan arasında bir insanın fikridir! Bunca krallığı ortadan kaldıran yıkıcı savaşları, tek bir kişinin kafasına takılan bir fikir tetikledi. İnsanlık durumunun gidişatını değiştiren yüce öğretiler, dehasıyla çevresinden ayrılan bir insanın kafasından doğdu. Piramitleri dikmek için tek bir fikir, Islam'ın ihtişamını yaratmak için tek bir düşünce yetmiştir. Troya'yı yıkmak için tek bir tutku, İskenderiye kütüphanesini küle çevirmek için tek bir söz yeterli olmuştur.
Sayfa 24 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çünkü özgür olmak ve kendisini seven insanların takdirini kazanmak kalbindeki en büyük dilekti ve bu, o mutlu sona doğru atılan ilk adımdı.
Verende O, alan da O, nedir senden gidecek Teleşını görenler can senin zannedecek. Kalbindeki ihlası, samimiyeti bir Allah bilir; bir de sen. Geçici dünyanın süslü kumaşını boşver. Sen ne diye feryat edip duruyorsun? Burası dünya, Cennet değil ki.
Bütün bu söylenenlerden şu sonuç çıkıyor:
İnsan değişmelidir ve bu zorunluluk "ahlâki, dinsel ve psikolojik" bir gereklilikten de öte, insan soyunun sürebilmesinin tek çaresidir. Doğru yaşamak, yalnızca bazı ahlâkî ve dinsel yasalara uymak demek değildir. İnsanlık tarihinde ilk kez, insanlığın, fiziksel olarak varlığını sürdürebilmesi, kendi kalbindeki köklü değişikliklere bağlıdır. Bunun gerçekleşebilmesi için de, ekonomik ve sosyal düzenlerin, bireylere kendilerini değiştirebilme şansını ve cesaretini verecek biçimde değişmeleri gerekmektedir.
Doğru yaşamak,yalnızca bazı ahlaki ve dinsel yasalara uymak demek değildir.İnsanlık tarihinde ilk kez,insanlığın fiziksel olarak varlığını sürdürebilmesi,kendi kalbindeki köklü değişikliklere bağlıdır.
Reklam
545 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.