“En son Yunanlar geldi ve Tanrı’dan armağanlarını istediler. ‘Size ne armağan etmemi istersiniz?’ dedi Tanrı. ‘Bize güç ver,’ dedi Yunanlar. Tanrı, ‘Ah, zavallı Yunan’larım,’ dedi,’çok geç kaldınız. Bütün armağanlar dağıtıldı. Aslında geriye pek birşey kalmadı. Gücü Türklere verdim, Bulgarlara çalışmayı; Yahudilere hesabı, Fransızlara oyunbazlığı, İngilizlere aptallığı.’ Yunanlar buna çok kızdılar ve bağırdılar: ‘Bu nasıl entrika böyle, bizi nasıl açıkta bırakırsınız?’ ‘Peki,’ dedi Tanrı. ‘Mademki ısrar ediyorsunuz, size de bir armağan vereyim, eli boş dönmeyin—sizin armağanınız da entrika olsun’. ”
Sayfa 51 - can yayınlarıKitabı okudu
Bir kelimesine bile yanlış demek mümkün mü, çok çok örneği varken...
"İnsanoğlu da genellikle iki kısımdır. Onların da bir kısmı fil, bir kısmı karıncadır. Tıpkı buradaki gibi filler azınlık, karıncalar çoğunluktur. Tıpkı buradaki insanların fil kısmı yıl on iki ay ellerini ılıktan soğuğa vurmazlar, durmadan buradakiler gibi onlar da kıçlarını kaşıyıp bal özü, et özü, çiçek özü yerler. Kuş sütü bile bulur
Sayfa 135
Reklam
NİNNİLER SÖYLÜYORSUN Benden günlük güneşlik bir mevsim bekliyorsun, Baharımı, yazımı, güzümü,bitirdin ya. Nasıl tebessüm eden bir resim bekliyorsun? Verdiğin mutluluğu gene sen yitirdin ya... Bilemem şimdi kimle, nerede, neyliyorsun? O hercai kalbini kimlerle eyliyorsun Mektubunda boş yere ninniler söylüyorsun; Tatlı uykularımı giderken götürdün ya. İnan unutturamaz, ne bugün ne de yarın, Kabrimde yeşerecek bütün hatıraların. Gözlerimdeki yaşlar, ayrılık yadigârın; Hani! Elveda derken, giderken getirdin ya...
"Babillerin İştar olarak bildiği Sümerlerin aşk tanrıçası İnanna, göklerin ve yeryüzünün kraliçesiydi. Bilgelik tanrısı Enki'nin kızıydı. Mitlerden biri Enki'nin dünyadaki düzeni kurarken kullandığı güçlerini (kutsal me) İnanna'nın nasıl kazandığını anlatmaktadır. İnana babasını ziyarete gitti; tapınağına girince Enki, kalbinin ferahlaması için onu soğuk suyla karşıladı ve Cennet Masası'nda beraber bira içtiler. Sarhoş olunca Enki, İnanna'ya güçlerini takdim etti: Kraliyet tahtı, kur yapma sanatı ve yeraltı dünyasına inebilme yeteneği. İnanna her birine "alıyorum" dedi. Kutsal Me(güçlerini) Cennet Teknesine koydu ve kendi şehri Uruk'a doğru gökyüzünde yola çıktı. Enki ayıldığında kendisine hizmet eden İsimud'u çağırdı ve Kutsal Me'nin nerede olduğunu sordu. İsimud onları İnanna'ya verdiğini söyledi. Enki Me'yi geri almaları için iblisler gönderdi ancak İnanna'ya hizmet eden Ninşubur onları defetti. İnanna Me'yi tapınağına koydu, güç her zaman babadan kıza geçti!."
"Etrafımız sarılı derin çukurlarla. Hapsolmuşuz çağın gereklerine. İman edene 'deli' demişiz. Davranışlarını hazdan ve faydadan arındırıp doğruyu seçenlere... Manasını değiştirmişiz sözcüklerin, değiştiremediklerimizin de boşaltmışız içini. Aşk, arabesk bir şarkı eşliğinde kamyonet arkalarında yolların tozunu atar olmuş. Garip garip bakmışız öte âlem için hazırlık yapana. Perdeler değil; güneşlikler çekilmiş gözlerimize. Kalbimiz taş kesilmiş. Nasıl kesilmesin ki en büyük problem bizim problemimiz. Başkasının acıları hak ettiğinden iyi ki gelmiş başlarına. Kutsal kitabımız olduğu rivayet edilen Kur'an-ı Kerim olur da tazeliği bozulur diye bir daha dokunulmamak üzere duvara asılmış. Başucumuzdaki boşalan yere 'stresten korunma ve mutlu olma yolları' nevinden kitaplar konmuş, içimizi tatminsizlikler sarmış. Elde ettiğimiz mutsuz elde edemediğimiz huzursuz etmiş bizi. Şuurumuzu yitirmişiz. Anne babalarımızı huzur evlerine, bebelerimizi kreşe gönderecek kadar mankurtlaşmışız. Peki, kim dur diyecek bu fıtrata ters düşen gidişata? Kim gönlüne âlemlerin sığdığı insanın hakikatini çıkaracak ortaya? Kim temizleyecek putları gönlümüzden, kim yıkacak içimizden kirini? Kim hendeklere toprak doldurup bizi ölümsüzlüğe taşıyacak?"
Sayfa 180 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
bir gün nasıl olsa bitecektir bu dertler bir gün uğruna yorulduğu ve horlandığı kalbini havaya uçuracaktır
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.