Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Zweig'ın bu eseri bazı önemli tarihi olayları ve tarihi kişilikleri anlattığı denemelerinden oluşuyor. Bize o tarihi an'ları anlatıyor. Kitap tam bir bilgi ve kültür şöleni. Denemelerin başlıkları şu şekilde; * Bizansın Fethi (29 Mayıs 1453) İstanbul'un fethini kısaca anlatıyor fakat Zweig'ın bu konu ile ilgili yararlandığı
Yıldızın Parladığı Anlar
Yıldızın Parladığı AnlarStefan Zweig · Cem Yayınevi · 19745,6bin okunma
Günümüzde Kaliforniya sendromu diye bir sendrom gittikçe yaygınlaşır oldu. Kaliforniya ABD'de eğlence dünyasının merkezi konumunda bir yer. Eğlencenin dorukta olduğu bu gölgede insanlar arasında şu belirtiler gittikçe yaygınlaşıyor: Zevke düşkünlük, benmerkezcilik ve yalnızlık. Bu belirtileri de mutsuzluk izliyor ve insanlar mutsuzluklarını unutmak için daha fazla eğlenceye yöneliyor, yardım etmeyen, sadece kendilerini düşünen hastalıklı bir yapıya sahip oluyorlar.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Diyanet Aile Dergisi(Gaye-i Hayat)
...gaye-i hayatta eksen kayması yaşayanların ve hayatın odağına “haz”zı koyanların içine düştüğü durumu ise Psikolog Gülşah Akçay Civriz şöyle tasvir etmektedir: “Allah’ı tanıma, sevme ve O’na kulluk etme çerçevesinin dışına çıkıldığında insan bir çukura/boşluğa düşmektedir. Yaşamını anlamlandıracak amaçlar bulmak durumundadır. Kimi felsefi yaklaşımlarda, bireysel mutluluk esastır ve mutluluğa giden yol acıdan kaçıp hazza yaklaşmaktır. Batı medeniyeti bu amaca ulaşmak için tüketimi hayatın merkezine koyuyor. İnsanın varoluşu yatay düzlemde gerçekleşiyor. Tüketim üretmenin, haz elde etmek de tüketimin amacı oluyor. Zamanla bu döngü nefsani duyguların ateşinin yanmasına, insanın öfke ve kaygı çukurlarına düşmesine yol açıyor. Kişi bu çukurdan çıkabilmek için bağımlılıklara yöneliyor ve sonuçta kendini tüketme sınırına geliyor. Bütün bunlar “Kaliforniya sendromu” denen bir patolojik durum ortaya çıkarıyor. Müreffeh bir hayat, benmerkezcilik, enaniyet, kendini beğenme sonunda varılan nokta yalnızlık ve süregiden mutsuzluk oluyor. Aklın kör ışığının altında, gönül nurunu kaybeden insan gittikçe karanlıklara gömülüyor. Hayatını dikey değil yatay düzlemde eşya ile kurduğu ilişki üzerinden anlamlandırmış olan kimse yaşadığı menfi olayların etkisiyle daha kolay bir şekilde anlam kaybına uğruyor, depresyona düşüyor. Anlamsızlık krizi kişiyi intihara kadar sürükleyebiliyor.”
450 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Dokuz Yüz Katlı İnsan tabiri Mevlana Hazretleri'nin bir beytinden alınma. İnsanın ruh dünyasının çok katmanlı oluşuna işaret eden bir ifade. Kendisini Nefs Psikolojisi Ekolü'nün kurucusu olarak nitelendiren Mustafa Merter Hoca, insan psikolojisine mevcut psikolojik yaklaşımlarla yönelmenin yeterli olmayacağını düşünmüş ve bu amaçla tasavvufi/irfani bir bakışın gerekli olduğunu ifade etmek amacıyla yeni bir bakış açısı geliştirmiş. İşin güzel tarafı kendi yaşantısından yola çıkarak, ve bunun örneklerini bize sunarak, bizi ikna etmeye çalışmadan fakat bu yolda ikna olduğunu göstererek birşeyler söylüyor. En küçük duygusal olumsuzluk durumunun bile minör depresyon olarak tanımlandığı bir ortamda insanı tanımlamadan önce , çok katlı yönlerinin tanınmasının gerekliliği açıktır. "Hoşça bak zatına kim zubdei alemsin sen." Kitabın ilk bölümü psikolojinin öncüleri olan isimler ve onların görüşlerine yöneltilen eleştirilerle alakalı. İkinci bolum ise daha çok rüya, onların modern psikolojinin öncüleri tarafından yorumlarının eleştirisi ve kendi tekliflerini içeriyor. Bazı rüyalarımı anlamlandırma noktasında çok istifade ettiğim bir eser. Ayrıca Mustafa Hoca, belki duymuşsunuzdur, "Kaliforniya Sendromu" kavramının mucididir. Araştırmanızı şiddetle tavsiye ederim. Kalın sağlıcakla :)
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Dokuz Yüz Katlı İnsanMustafa Merter · Kaknüs Yayınları · 2007920 okunma
450 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Mustafa Merter'i ilk kez bu kitap ile tanıdım, kitapta psikoloji ve dini (İslam'ı) bir araya getirmeye ve tasavvufla psikolojiyi birleştirerek insanı daha iyi tanımaya ve sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyor. Psikoloji alanında daha çok Freudcu görüşlere yer verirken, tasavvuf alanında Mevlana ve İbn Arabi'yi ön plana çıkarıyor. Daha önce bu
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Dokuz Yüz Katlı İnsanMustafa Merter · Kaknüs Yayınları · 2007920 okunma
Kaliforniya sendromu
Henry Ford’un intihar eden oğlunun geride bıraktığı mektupta babasına hitaben, “Baba, hayal edip de ulaşamadığım hiçbir şey olmadı. Tüm zevkleri tattım; ne varsa önceden hazırlamışsın, hiçbirinde benim emeğim yok. Mutsuzluktan mahvoldum. Gidiyorum!” - Psikologların reçete olarak sunduğu ortak maddeler; 1)Çalışmak 2)İyilik yapmak 3)Şükretmek Bu reçetenin yüzyıllardır tüm insanlığa kutsal kitaplarda tebliğ edilen temel ilkeler olduğunu görmemek mümkün değil.
Reklam
Gençler arasında Kaliforniya Sendromu denilen rahatsızlık hızla yayılıyor. Bu kişiler, üç özellik ile ön plana çıkmaktadır.Bunlar; 1. Zevke ve eğlenceye düşkünlük 2. Bencillik 3. İçe kapanıklık ( anti sosyal kişilik) Bu üç özellik mutsuzluğu getiriyor ve mutsuz olan kişi, bu durumdan kurtulmak için daha çok eğlenceye yöneliyor.
Kaliforniya sendromu
Eğlencenin dorukta yaşandığı bölgede insanlar arasında şu üç belirti gittikçe yaygınlaşıyor: zevke düşkünlük, benmerkezcilik, yalnızlık. Bu üç belirtiyi mutsuzluk izliyor. Mutsuzluğunu unutmak isteyen insanlar daha fazla eğlenceye yöneliyor. Daha çok eğlence ve seks ile üretmeyen tüketen, yardım etmeyen sadece kendine harcayan, parasal hedefleri kutsallaştıran, toplumsal hedefleri önemsemeyen bir anlayış hastalık gibi yaygınlaşıyor. Adeta sosyal bir kanser gibi hızla yayılıyor.
Sendroma gel :)
Bu yaşam tarzına bağlı insanlar hayatı, tüketmek için yaşıyorlar. Uretirken ve tüketirken hatta eğlenirken ortaya çıkan yorgunlukları tekrar eğlenerek atmaya çalışıyorlar. Sürekli eğlence anlayışının zamanla yarattığı ruhsal yorgunlukları giderebilmek için daha çok tüketmek ve eğlenmek gerektigini düşünüyorlar. Ne var ki bu anlayışa bağlı yaşam tarzı bir süre sonra bir işe yaramazlık psikoloji gelişmesine yol açabiliyor. İşte buna Kaliforniya sendromu deniyor. Kaliforniya sendromu, kapitalizmin insanlarda yarattığı sendromlardan sadece birisidir.
Sayfa 298 - Kaliforniya SendromuKitabı okudu
Kaliforniya sendromu
Birçoğunuzun bildiği gibi Kaliforniya Amerika Birleşik Devletlerinin en kalabalık eyaleti. 1850’li yıllarda altın yataklarının keşfedilmesinden sonra Amerika’nın en büyük ekonomik gücü haline gelmiş olan bu popüler eyalet bünyesinde sinemanın kalbi Hollywood’u, bilgisayar ve internetin kalbi Silikon Vadisi’ni, yerli ve yabancı turistlerin cazibe
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.