Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BİR KAÇ İYİ FİLM :))
Film önerisi isteyenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum.. 1- Yağmur Adam (Otizm) 2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı) 3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam) 4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 6- Akıl Oyunları (Şizofreni) 7- Wilber Ölmek
1- Yağmur Adam (Otizm) 2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı) 3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam) 4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 6- Akıl Oyunları (Şizofreni) 7- Wilber Ölmek istiyor (İntihar ve Depresyon) 8- İçimdeki Deniz (Ötenazi isteyen bir
Reklam
İzlememiz Gereken +200 Film
1- Yağmur Adam (Otizm) 2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı) 3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam) 4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 6- Akıl Oyunları (Şizofreni) 7- Wilber Ölmek istiyor (İntihar ve Depresyon) 8- İçimdeki Deniz (Ötenazi isteyen bir
PDR'CİLER TARAFINDAN İZLENEBİLECEK PSİKOLOJİ İÇERİKLİ FİLMLER ( 177 tane Psikolojik film ) 1 - Yağmur Adam (Otizm) 2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı) 3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam) 4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 6-
280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Zweig'ın bu eseri bazı önemli tarihi olayları ve tarihi kişilikleri anlattığı denemelerinden oluşuyor. Bize o tarihi an'ları anlatıyor. Kitap tam bir bilgi ve kültür şöleni. Denemelerin başlıkları şu şekilde; * Bizansın Fethi (29 Mayıs 1453) İstanbul'un fethini kısaca anlatıyor fakat Zweig'ın bu konu ile ilgili yararlandığı
Yıldızın Parladığı Anlar
Yıldızın Parladığı AnlarStefan Zweig · Cem Yayınevi · 19745,5bin okunma
2H çağındayız yani haz ve hız çağı, herkes dünyanın etrafında döndüğünü düşünüyor, sosyal ağlar "beğen" butonu var ama "beğenmeme" butonu yok, herkes iyi yazdığını, iyi eğlendiğini, herkesin onu onayladığını düşünüyor, ve zevk merkezli yaşam, bir süre sonra sendroma dönüşüyor ve kronik mutsuzluğa sebep oluyor, yaşamı hızlıca tüketmek istiyor, yaşam oburu olmak dediğimiz bu durumda, yavaşlık ve sabır dayanılmaz oluyor, ekranlar hızlı, videolar hızlı, sanal hızlı, gerçek hayat ise yavaş, bu yavaşlık mutsuzluğu tetikliyor, gerçek hayat ile bu yüzleşme bir sendroma dönüşüyor. (Kaliforniya Sendromu)
Reklam
134 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta yazar, modern insanın hayatının vazgeçilmez unsuru olan "sendromların" neler olduğunu, bunlara nelerin sebep olduğunu ve bu sendromlara maruz kalanların neler yapması gerektiğini anlatıyor. Bahsedilen başlıca sendromlar şunlar: Çok yoğunum sendromu, dağınık beyin sendromu, Dunning-Kruger (cahil cesareti) sendromu, hayalet
Modern Zaman Sendromları
Modern Zaman SendromlarıAyşe Aydoğdu · Vadi Yayınları · 037 okunma
ERKEKLER GÜCÜ KADINLAR GÜZELLİKLERİNİ KAYBETTİĞİNDE YALNIZLAŞIYORLAR
Bu kişilerin, (şayet başarılı iseler) çevrelerinde sahte dostlar bulunur. Erkekler gücü, kadınlar ise güzelliklerini kaybettiklerinde ise yalnızlaşır. Kaliforniya sendromu olan insanlar zamanla yalnızlığı hayat tarzı haline getiriyorlar. Ancak mutsuzluklarını unutmak için seçtikleri hayat tarzı ise bedenlerini tüketir. Bedensel, geçici hazlar için yaşayan bu insanlar, vücutları iflas ettiğinde ise hayatı yaşanmaz olarak tanımlarlar. Mutsuzluğu telafi etmek için daha çok eğlenceye, sekse yönelirler. Çözüm olarak bakıldığında, vücudun iflasını beklemeden insanın yaşantısını bireysel ve toplumsal hedeflerle zenginleştirmesi önemli ve değerli bir seçenektir. Kısaca, bir başkasını yaşatmak için yaşayarak bu kısır döngüye bir son vermek mümkündür. Aksi takdirde maddi çerçeveye sıkışan hayat bir zaman sonra anlamını yitirir. Psikolog Kerime Begüm Çayır
Kaliforniya Sendromu: Sınırsız tüketim, eğlence ve haz düşkünlüğü, narsizm, egoizm, yalnızlık ve mutsuzluk hissi olarak sıralanıyor. 2H çağındayız yani haz ve hız çağı, herkes dünyanın etrafında döndüğünü düşünüyor, sosyal ağlar "beğen" butonu var ama "beğenmeme" butonu yok, herkes iyi yazdığını, iyi eğlendiğini, herkesin onu onayladığını düşünüyor, ve zevk merkezli yaşam, bir süre sonra sendroma dönüşüyor ve kronik mutsuzluğa sebep oluyor, yaşamı hızlıca tüketmek istiyor, yaşam oburu olmak dediğimiz bu durumda, yavaşlık ve sabır dayanılmaz oluyor, ekranlar hızlı, videolar hızlı, sanal hızlı, gerçek hayat ise yavaş, bu yavaşlık mutsuzluğu tetikliyor, gerçek hayat ile bu yüzleşmr bir sendroma dönüşüyor.
Kaliforniya sendromu
Kaliforniya, bilindiği gibi ABD'de eğlence dünyasının merkezi durumunda. Eğlencenin dorukta yaşandığı bölgede insanlar ara­sında aşağıdaki üç belirti gittikçe yaygınlaşıyor: - Zevke düşkünlük - Benmerkezcilik - Yalnızlık Bu üç belirtiyi mutsuzluk izliyor. Mutsuzluğunu unutmak iste­yen insanlar daha fazla eğlenceye yöneliyor. Daha çok eğlence, üretmeyen tüketen, yardım etmeyen sadece kendine harcayan, parasal hedefleri kutsallaştıran, toplumsal hedefleri önemsemeyen bir anlayış hastalık gibi yaygınlaşıyor. Adeta sosyal bir kanser gibi hızla yayılıyor.
Reklam
Haz Ve Hızın Çocuğu: Kaliforniya Sendromu
Popüler Kültürde Kaliforniya Sendromu olarak adlandırılan şey esasında hastalıklı bir hayat tarzının ifadesi.
Aşina KitapKitabı okudu
450 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Dokuz Yüz Katlı İnsan tabiri Mevlana Hazretleri'nin bir beytinden alınma. İnsanın ruh dünyasının çok katmanlı oluşuna işaret eden bir ifade. Kendisini Nefs Psikolojisi Ekolü'nün kurucusu olarak nitelendiren Mustafa Merter Hoca, insan psikolojisine mevcut psikolojik yaklaşımlarla yönelmenin yeterli olmayacağını düşünmüş ve bu amaçla tasavvufi/irfani bir bakışın gerekli olduğunu ifade etmek amacıyla yeni bir bakış açısı geliştirmiş. İşin güzel tarafı kendi yaşantısından yola çıkarak, ve bunun örneklerini bize sunarak, bizi ikna etmeye çalışmadan fakat bu yolda ikna olduğunu göstererek birşeyler söylüyor. En küçük duygusal olumsuzluk durumunun bile minör depresyon olarak tanımlandığı bir ortamda insanı tanımlamadan önce , çok katlı yönlerinin tanınmasının gerekliliği açıktır. "Hoşça bak zatına kim zubdei alemsin sen." Kitabın ilk bölümü psikolojinin öncüleri olan isimler ve onların görüşlerine yöneltilen eleştirilerle alakalı. İkinci bolum ise daha çok rüya, onların modern psikolojinin öncüleri tarafından yorumlarının eleştirisi ve kendi tekliflerini içeriyor. Bazı rüyalarımı anlamlandırma noktasında çok istifade ettiğim bir eser. Ayrıca Mustafa Hoca, belki duymuşsunuzdur, "Kaliforniya Sendromu" kavramının mucididir. Araştırmanızı şiddetle tavsiye ederim. Kalın sağlıcakla :)
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Dokuz Yüz Katlı İnsanMustafa Merter · Kaknüs Yayınları · 2007917 okunma
450 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Mustafa Merter'i ilk kez bu kitap ile tanıdım, kitapta psikoloji ve dini (İslam'ı) bir araya getirmeye ve tasavvufla psikolojiyi birleştirerek insanı daha iyi tanımaya ve sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyor. Psikoloji alanında daha çok Freudcu görüşlere yer verirken, tasavvuf alanında Mevlana ve İbn Arabi'yi ön plana çıkarıyor. Daha önce bu
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Dokuz Yüz Katlı İnsanMustafa Merter · Kaknüs Yayınları · 2007917 okunma
Diyanet Aile Dergisi(Gaye-i Hayat)
...gaye-i hayatta eksen kayması yaşayanların ve hayatın odağına “haz”zı koyanların içine düştüğü durumu ise Psikolog Gülşah Akçay Civriz şöyle tasvir etmektedir: “Allah’ı tanıma, sevme ve O’na kulluk etme çerçevesinin dışına çıkıldığında insan bir çukura/boşluğa düşmektedir. Yaşamını anlamlandıracak amaçlar bulmak durumundadır. Kimi felsefi yaklaşımlarda, bireysel mutluluk esastır ve mutluluğa giden yol acıdan kaçıp hazza yaklaşmaktır. Batı medeniyeti bu amaca ulaşmak için tüketimi hayatın merkezine koyuyor. İnsanın varoluşu yatay düzlemde gerçekleşiyor. Tüketim üretmenin, haz elde etmek de tüketimin amacı oluyor. Zamanla bu döngü nefsani duyguların ateşinin yanmasına, insanın öfke ve kaygı çukurlarına düşmesine yol açıyor. Kişi bu çukurdan çıkabilmek için bağımlılıklara yöneliyor ve sonuçta kendini tüketme sınırına geliyor. Bütün bunlar “Kaliforniya sendromu” denen bir patolojik durum ortaya çıkarıyor. Müreffeh bir hayat, benmerkezcilik, enaniyet, kendini beğenme sonunda varılan nokta yalnızlık ve süregiden mutsuzluk oluyor. Aklın kör ışığının altında, gönül nurunu kaybeden insan gittikçe karanlıklara gömülüyor. Hayatını dikey değil yatay düzlemde eşya ile kurduğu ilişki üzerinden anlamlandırmış olan kimse yaşadığı menfi olayların etkisiyle daha kolay bir şekilde anlam kaybına uğruyor, depresyona düşüyor. Anlamsızlık krizi kişiyi intihara kadar sürükleyebiliyor.”
Günümüzde Kaliforniya sendromu diye bir sendrom gittikçe yaygınlaşır oldu. Kaliforniya ABD'de eğlence dünyasının merkezi konumunda bir yer. Eğlencenin dorukta olduğu bu gölgede insanlar arasında şu belirtiler gittikçe yaygınlaşıyor: Zevke düşkünlük, benmerkezcilik ve yalnızlık. Bu belirtileri de mutsuzluk izliyor ve insanlar mutsuzluklarını unutmak için daha fazla eğlenceye yöneliyor, yardım etmeyen, sadece kendilerini düşünen hastalıklı bir yapıya sahip oluyorlar.
Sayfa 122Kitabı okudu
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.