Madde 22
Madde 22, II. Dünya Savaşı’nda bombardıman savaş uçağı pilotu olarak görev yapıp askeri bürokrasinin nasıl işlediğini gören Joseph Heller’in tecrübelerinden ilhamla savaş ve bürokrasi üzerine kaleme aldığı 1961 tarihli hiciv türündeki romanıdır.
Eser, İkinci Dünya Savaşı sırasında, Akdeniz’in batısında Pianosa adasında İtalya’daki Nazi
Yazar bu kitabında çeşitli çocukluk anılarından yola çıkarak kendi iç dünyasını anlatmış. Bunu yaparken de ağaçların çocukluğunda bıraktığı etkiyi merkeze almış. Kitap boyunca hem yazarın anıları aracılığıyla çocukluğuna ve babasıyla olan ilişkisine dair bilgi ediniyoruz, hem de insanın doğaya bakış açısının aslında hayata ve hayatı kavrayışına
Merhaba Arkadaşlar.
Ali Lidar'ı bu eseriyle tanıdığım için çok üzgünüm. Daha önce bazı platform, dergilerde şiirlerine, yazılarına çok rastladım fakat yeni okuru olarak ilk defa babamın bana hediye ettiği bu kitapla onunla (bir nevî) sohbet etme şansı buldum.
Adından da bilindiği üzere Lidar bu eserinde bana birçok yazar ve eserinin kapılarını açtı. Bazıları bilindik ve okuma listemde olan eserler olmasına rağmen, bazıları da çağlar öncesi denize bırakılmış ve âşina olduğum birer amfora nazarında eserlerdi.
Kişisel Edebiyat Atlası ve Hayata Rağmen Edebiyat kitaplarının devamı niteliğinde olduğunu öğrendiğim an bundan sonraki ilk iki kitabımında bunlar olacağına karar kıldım.
Bu kitapta dikkatimi çeken başka bir olay da Ali Lidar ile bir nevi sohbet havasında olan üslubuydu. Kendimin de -naçizane- şiir ve hikâye kitabı çıkarma arefesinde olduğum bu günlerde edebiyatçıların neredeyse karakterine işlemiş o alçak gönüllülüğünü fazlasıyla hissettim.
En fazla dikkatimi çeken yazar Peter Ackroyd oldu. Çünkü hem Lidar'ın yazarı, "Yeni Nesil Stefan Zweig'e benzetmesi" Hem de Mary Shelly'nin Frankenstein eserine, yazarında değişiyle "geç kalmış bir romantik eleştiridir" diye addettiği "Victor Frankenstein'ın Vaka Defteri" daha önce yazılan eseri bozmadan, eserin ve yazarın emeğinden pay koparmadan yazdığını belirtmek bakımından, listeme aldığım eserlerin arasındadır.
Edebiyatın Tesirli Parçaları...Tavsiye ederim.
Keyifli okumalar dilerim.
Hoşça kalın.
İntihar Dükkanı
Herkese Merhaba <3
Jean Teule’den daha önce Dansa Davet’i okuyup çok beğenmiştim <3 Bugün de yine çok severek okuduğum “İntihar Dükkanı” adlı eseriyle geldim.
Konusundan kısaca bahsedecek olursam;
“Hayatta başarılı olamadınız mı? Bize gelin, ölümünüzü başaracaksınız!”
Nesillerdir Tuvache ailesi tarafından işletilen İntihar dükkanında adındanda anlaşılacağı üzere ıstırap çeken insanlara intihar yöntemleri satılıyor.
İşkence çeken ruhlara intihar etmelerinde yardımcı olan Tuvache ailesinin en küçük üyesi Alan hariç her biri karamsar, mutsuz… Küçük Alan ise ailesine ve yaptıkları işe rağmen hayata ve yaşamaya bağlı, küçücük şeylerden büyük mutluluklar çıkaran ve çevresine sürekli pozitif enerji yayan bir çocuk… <3
Ağır klasiklerden sıkılan, reading slump yaşayan okurlara kahvesinin yanında bir saatte okuyabileceği ilaç niteliğinde bir eser…(Sonu her ne kadar hayal kırıklığı yaşatmış olsa bile!)
Yazarla ilk kez tanışacak olan okurlara İntihar Dükkanı’yla başlayıp sonrasında Dansa Davet’le devam etmelerini öneririm
OKUYUN OKUTUN
Kitapla Kalın
Sevgiler <3
Cengiz Aytmotov’un kalemini beğeniyorum yazdığı öykülerde romanlarda insanlara her daim anlatmak istediği, çıkarılmasını istediği bir ders var. Beyaz Gemi eserimizde baş karakterimiz içi iyilik dolu kitabı okudukça ona karşı sıcaklık duyacağınız; annesi ve babası tarafından terk edilmiş ve Mümin dedesinin biriciği küçük bir çocuk. Diğer karakterlerimize baktığımızda bu küçük çocuğun birde eniştesi vardır adı da Orozkul’dur. İsim anlamlarına baktığımda bu isimlerin rastgele seçilmediğini fark ettim aslında. Orozkul’un manası ‘Rusa kulluk eden’ dir. Mümin ise inançlı manasına gelir. Kitapta iyi ve kötünün çatışması vardır. Beyaz gemi de aslında o beklenen gemidir, gelmesi istenilen umuttur. Kısa bir kitap ama okurken yer yer içiniz ısınacak yer yer insanlığın sorgulayacaksınız. Destansı bir anlatımada sahip olmakla mitolojik ögelerle ‘Maral Ana’ masalıylada çok güzel anlatılmış istenilen. Ayrmotov bu kısa eserinde de bozkırı, dağı,taşı, toprağı anlatımıyla insanın yüreğini ısıtır. Kitabın sonu üzücü fakat o küçücük çocuğun içindeki iyiliğe en ufak leke sürdürmemesi büyük bir ders veriyor. Okumanızı tavsiye ediyorum beğeneceğiniz bir eser olacaktır. Sağlıkla ve kitapla kalın.
Tüm kadınların kanayan yarası olan kadına şiddet ve daha yapılan bir çok şeyi detayları ile kaleme alınmış okurken etkilenmemek mümkün değil. Mutlaka okuyun derim kitapla kalın. Kitabın yazarı ve kahramanı olan Souad ile tanışmanızı tavsiye ederim...
