işte şu yağmurlar, işte şu balkon, işte ben
işte şu begonya, işte yalnızlık
işte su damlacıkları, alnımda, kollarımda
işte yok oluşumdan doğan kent
hiçbir yere taşınıyorum, kendime sızıyorum yalnız
ben dediğim koskocaman bir oyuk
koltuğun üstünde, aynadaki yansıda
bir oyuk! sofada, mutfakta, yatağımda
yaşamayı tersinden kolluyorum sanki
yetişip
*** Dikkat, kitap içeriği içerir!!!
Bir eseri yazarından ayırmak, tutmuş yoğurttan mayayı ve sütü geri kazanmakla iştigal olur. Artık istesem de ayıramam fakat soğumuş yoğurdu, ağız yakmayacak kadar ısıtıp yiyeceğim. Neyse ki yazar, eserinin sonunda veryansın marjımızı bir nebze daha genişletiyor. Önce yazara dair 18 küçük not aktarıp akabinde
Neden okur insan?
Derdine derman bulmak için mi yoksa derdine dert katmak için mi?
Yarasını unutmak için mi yoksa eşeleyip daha da kanatmak için mi?
İnsan kendine bunu neden yapar!
Sokakta giderken bir insan görür ve "bir yerlerden tanıyorum" hissiyatına kapılırsınız. "Tanıyorum ama çıkaramadım." Eserdeki kahramanların öyle
Babil Kralı, kızını evlendirmek için kahine danışması sonucu bir müsabaka düzenler. Müsabakaya Mısır firavunu, Hint şahı ve İskit Kralı katılır. Fakat girdikleri her mücadeleyi kaybeden bu kralları Amazan adında bir çoban kurtarır. Bu başarısı ve cesaretiyle bütün Babil halkının gönlünü fetheder. Fakat müsabakalar tam sonuçlanmadan babasının ölümü nedeniyle Babil'i terk etmek zorunda kalır. Babil'i terk etmeden yoldaşı Anka kuşunu Babil Prensesi olan Formosante'ye hediye eder. Formosante, Anka kuşu rehberliğinde Amazan'ı aramaya çıkmasıyla olaylar başlar.
Aşk, yapılan fedakarlıklarda mı gizlidir? Yoksa Leyla, Mecnun çölleri aşmasaydı yine de sever miydi Mecnun'u? Öyleyse vuslat anı, aşkın yaşandığı son an değil midir?
Aşk, azılı bir düşmandır sürekli sevdiğinden kaçan ve yakalanması ne kadar imkansızsa başına konulan ödül de o kadar büyük olan. Vuslat ise aşkın celladıdır. Tasavvuf, Allah'a kavuşmayı ölüm ile boşuna bağdaştırmamıştır.
Yatırım tavsiyesidir.
Babil PrensesiVoltaire · Karbon Kitaplar · 2021425 okunma
İniyorum kulelerinden katil
iniyorum maktul minarelerden
taraçadan, bahçeden
ilk tanıyı bulanların indikleri her yerden
ilk tanıyı bulandıran bir vaşakla birlikte
değdikçe ayaklarım merdiven alçalıyor
açılıyor leşlerin, atmıkların cesurane
canlıların korka korka uzandıkları zemin
ağzımda kef
iki gözIerimde mil
iniyorum kulelerinden
Bütün hayatınız olanca hızıyla, yoğunluğuyla, gelecek planlarınızla, tatil planlarınızla, çocuklarınız için yatırım planlarıyla, işinizi büyütme ve daha geniş kitlelere ulaşabilme hayalleriyle, gizli veya açık günahlarınızla, ihmal ettiğiniz tüm ihmallerle, sanki hiç sonu gelmeyecekmiş gibi devam ederken, işte tam böyle bir anda, hiç