su yeşili panduflarla, evet, su yeşili bir detay, ayaklarımı uzatıp, gelecek bir zamanda tabi, kaygısız ve telaşsız, öylece boşluğa bakmak istiyorum. ya da dur, pencere önüne geçeyim, gökyüzünü severim ne de olsa. evet, su yeşili panduflarla pencere önüne gideyim. dikileyim. olmaz, yeterince yorgunum zaten, oturayım. hani bir sözde diyor ya, ruhani bir dermansızlık, diye, öyle bir şey anlatamam yine de anlayın. oturayım,
yağmur yağsın. kendi kendimin romantiği olayım. çok yağsın ama. gök gürüldesin, şimşek çaksın. kafamda ki seslere, sus, demek için. bak, su yeşili panduflara. pandufların önünden hayatım bir film şeridi gibi geçer mi? bilmiyorum. panduf bahane,
yağmur dursun. sessizlik olsun bu kez. su yeşili panduflarımla kalkıp ve yürüyeyim. nereye? hiçbir yere. evsiz ve yurtsuz, öylesine,
koca bir, of, çekeyim! ya da, huf..! içimde ki bucaksız öfkeyi bir nebze olsun söndürür mü? emin değilim,
gelecek bir zaman ve evet, su yeşili panduflar. ben. yağmur. sessizlik. of ve huf!