Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben
Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını.  Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık, yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim,
"Bilmek için yürünür, sadece varmak için bile değil, kaybolmak için yürünür, bildikten sonra neden yürüsün, kim yürüsün? Dedim, durur insan bilirse. Ama kudurur da bilip de durursa. Ne bildim, ne durdum, ama ben de bundan kudurdum. Duramamaktayken her daim, devri daimine bakıp dünyanın ve cümle mahlûkatın, sordum; Kalkıp bir yere gideyim. Kalkıp nereye gideyim? diye şiir söyleyen sana; Daha nereye gideceğimizi bile bilmiyoruz. Nasıl sığacağız bu dünyaya?"
İzdiham - Sayı 34
İzdiham - Sayı 34
sö

@merdumgiriz_okur
·
26 January 02:07
"Dedim, ben bana ne yapıyorum böyle?"
Kendime gitmek için yola nereden çıkayım? Nereden yola çıkıp hangi dağı düz edeyim de kendime varayım. İnsan, değil midir ki bir kendine varamayıştır. İnsan evet, bir kendine varamayıştır. Hayat, değil midir ki bir kendine varamayış masalıdır. Hayat evet, bir kendine varamayış masalıdır. Varmak yol ile olur da, varamamak yol ile olmaz mı? Evet, elbette varmak da yoldur, varamamak da. O zaman dedim ki, ben kalkıp yola koyulayım da kaybolayım.
Güray Süngü
Güray Süngü
Reklam
Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık, yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine
*ŞÜKRÜ ERBAŞ*
Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık, yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine
Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Yenilen herkesin boğuntusuydu kaybolduğum uzaklık, yüzün her bulutlandığında. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine
06:26:31.35
Ciddi bir yol gidiyor, Zaman, mekân, olay birbirinden ayrılınca. Yağmur yağıyor ve bütün hisler rögar kapaklarına, Ağlayacaksa insan neye olduğunu bilmeden, Düşününce hevesi kaçar. Kimse bir hiç uğruna gelip giderken, Kalem herkese bir tercüman olmaya çalışırken, Artık oda yoruluyor ve susuyor. Sustuğu belki de bir kurtuluş, Çünkü bekleyince
Reklam
su yeşili panduflarla, evet, su yeşili bir detay, ayaklarımı uzatıp, gelecek bir zamanda tabi, kaygısız ve telaşsız, öylece boşluğa bakmak istiyorum. ya da dur, pencere önüne geçeyim, gökyüzünü severim ne de olsa. evet, su yeşili panduflarla pencere önüne gideyim. dikileyim. olmaz, yeterince yorgunum zaten, oturayım. hani bir sözde diyor ya, ruhani bir dermansızlık, diye, öyle bir şey anlatamam yine de anlayın. oturayım, yağmur yağsın. kendi kendimin romantiği olayım. çok yağsın ama. gök gürüldesin, şimşek çaksın. kafamda ki seslere, sus, demek için. bak, su yeşili panduflara. pandufların önünden hayatım bir film şeridi gibi geçer mi? bilmiyorum. panduf bahane, yağmur dursun. sessizlik olsun bu kez. su yeşili panduflarımla kalkıp ve yürüyeyim. nereye? hiçbir yere. evsiz ve yurtsuz, öylesine, koca bir, of, çekeyim! ya da, huf..! içimde ki bucaksız öfkeyi bir nebze olsun söndürür mü? emin değilim, gelecek bir zaman ve evet, su yeşili panduflar. ben. yağmur. sessizlik. of ve huf!
113 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.