Eğilip öpsem
Şeveren deresinin sesidir yüreğim
akıp giden suyun sesi,
uykusuz dağların, türkülü yağmurların
sanki sesini yaşama ilk defa sunan yüreğim...
kendi sesini ilk tanıyan...
renginde güneşin binlerce tadı,
dilinin ucunda kenidinin ilk nefesi...
mevsimlerden derinen
ve yüreğim eğilip öpmek istiyor seni
telaşlı sesinin her bir
BİR BACAĞINI KAYBEDEN KUŞUN HİKÂYESİ
A rtık yavruları yumurtalarını kırmış, başlarını yuvadan uzatarak çığlıklar atıyorlardı. Tenquita onlara yiyecek bulmak için uçtu. Colchagua'da kıştı ve kar bir ayağını dondurdu. Kuş itiraz etti -Neden beni topal bıraktın.
Kar:
-Çünkü güneş beni eritiyor.
Tenquita güneşe yakındı, güneş:
-Çünkü bulut
Şimdiyse gözlerimiz ve ellerimiz bomboş; hüzün sarmış her yanımızı.
Yüz yıldır kanıyor çünkü Kudüs.
Yüz yıldır kanıyor yüreklerimiz.
Yüz yıldır yanıyoruz ateşlerde.
Biz bu kan revan hâlimizle daha ne kadar yaşarız!
...
Ama bir şey var:
Kudüs “Özgürlüğümüzün güvencesi”sidir.
Biz buna hep inandık.
Ve Türkiyeli şairler olarak, işgalinin 100. yılında, şiirlerimizle, yazılarımızla o mahzun şehre doğru yola çıktık biz.
Bir tarih düşelim istedik.
İstedik ki bu yolculuk Türkiye ’ den başlasın .
İstedik ki içimizin ateşi biraz daha harlasın …
Anlatırlar; âlim bir zat bahçe işleriyle uğraşırken Allah'a inanmayan bir adam yanına gelmiş, demiş ki: "Üç sorum var; cevaplarsan iman edeceğim, cevaplayamazsan sen inkaredeceksin, var mısın?" O da, "varım" demiş. Birincisi, "Allah var diyorsunuz, ama görmüyoruz. Ben görmediğim bir şeye nasıl inanayım?"
Bir gün balodan kaçarken,
bıraktı kız kan kırmızısı ayakkabılarını geride,
belki biri onu bulur diye.
Ondan önce baloda,
döndü kız kabarık eteğiyle,
belki biri onu görür diye.
Belki, belki, belki
kız ne istediğini bilmeyen bir budalaydı sanki,
her şeyi denerdi,en güçlü savaşçıları yenerdi;
sırf birileri onu görsün,anlasın diye
kendinden bile vazgeçerdi.
Balo gecelerinde tek başına dans ederdi;
ona sadece bakarlardı sanki,
kimse görmezdi gölgeli gözlerinin içini.
Ayakkabılarının onu bulmasını beklerken gecenin birinde ve o ayakkabılar asla geri gelmediğinde. Kız fark etti.
Geride bıraktığı tek şey ayakkabıları değildi,
sonsuz sandığı ateşi sönen beklentileriydi.
-ʚїɞ