Anladım dünyanın düzenini, çok baktım, Anladım çok şeyi derinden Katı, taş kabuklardan girip içeri, Baktım evlerine, kalplerine insanların, Gördüm yalan dolan, sefalet. Okudum yüzlerde düşünceleri Daha da kötü. Yalnız soytarılık, halsiz bitkin gölgeler Gördüm yeryüzünde; bilmem ki Tımarhane mi, hastane mi bu dünya? Gördüm kocamış dünyanın iç yüzünü, Bir kristal gibi, ve gördüm dehşeti: İç açan yeşille örtmek için mayısın Boşa uğraştığı dehşeti. Ölüleri gördüm, Dar tabutlarda yatan ölüleri... Ben bilirim çektiklerini, biçare dünya, Gördüm bağrını oyan ateşi, Nasıl kanıyordu yüzlerce damarın; Gördüm nasıl deşilmiş yaraların Ve boşanmış alev, duman, kan...
"Âh bana bir kere daha aşk ateşi düştü. Bu deli gönül yine yüzünü ovalara doğru çevirdi. Ah, aşk denizi bir kere daha dalgalandı. Sanki, gönlümden her tarafa kan çeşmeleri akmaya başladı. Âh bir ateş sıçradı, gönül evini sardı. Yanan gönül evinin dumanı gökleri kapladı. Benim ateşim de o rüzgarla alevlendi. Gönül ateşi kolay değildir. Hiç kınama!"
Reklam
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
İki Şehrin Hikayesi, Fransız İhtilali ile sonuçlanan sefalet, sınıf ayrımı ve adaletsizliği, Avrupa'nın iki büyük ve önemli başkenti Paris ve Londra ekseninde yaşanan olaylar zinciri ile anlatan şahane bir klasik. Eser Bastille Hapishanesi'nde on sekiz yıl haksız yere yattıktan sonra kurtulan ve kızı ile Londra'ya yerleşen Dr.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202359.5k okunma
Gerçeğin ateşi kan deryalarında bile söndürülemez…
Sayfa 425Kitabı okudu
Veda
yorgun, solgun ve bitkin kendi viraneme gidiyorum vallahi şehrinizden perişan kalbimi götürüyorum götürüyorum o uzak noktaya ki arındırayım günahn renklerinden temizleyeyim aşkın lekesinden böylesi boș ve beyhude isteklerden senden uzaklara götürüyorum senden, ey imkânsız ümitlerin cilvesi diri diri gömmeye götürüyorum ki olmasın bir daha kavuşma hevesi çığlıklar titriyor, gözyaşı raks ediyor âh, bırak da senden kurtulayım ey coșkun akan günah çeşmesi en iyisi senden uzak durayım yemin ederim ki sevinç goncasıydım aşkın eli dalımdan kopardı beni âh çekmelerin ateşi oldum, yazık dudağım bir daha o dudakla birleşmedi sonunda yol göründü bana, gidiyorum dudaklarımda bir tebessüm içim kan ağlarken ey hâsılı olmayan boş ümit ben gidiyorum el çek gönlümden.
Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad
Eğer geriye doğru bakıyorsan ileri doğru gidemezsin. Böyle yaparsan da hep duvarlara toslarsın.
Sayfa 248
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.