Ve her insan, içinde temel 7 erdemi ve karşıtı 7 erdemsizliği taşır: Kendini beğenmiştir ve alçakgönüllüdür, obur ve kanaatkârdır, kösnül ve edeplidir, kıskanç ve iyilikseverdir, cimri ve eli açıktır, tembel ve çalışkandır, öfkeli ve acı çekendir. Ve kendisinden diktatör de köle de, katil de aziz de, Kabil de Habil de yaratır.
MUHASEBE.. Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri! Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri! Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide! Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide. Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası! Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası? Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık; Bendedir, duymadığı dertlerle
Reklam
-Hayret, ey genç şair!- diyordu, -Öyle güzel şeyler yazıyorsun ki, yüzyıllardan beri sahipsiz duran sanatkarlık tacı senin başını süslemek için herhalde acele edecektir. Ve hükümdarlar, sana bitip tükenmez şereflerin erguvan renkli maşlahını giydirmek için saraylarının geniş bahçelerinde muhteşem ziyafetler hazırlayacaklardır.
Sayfa 30 - yky
burjuvazinin filozofu nietzsche
“Bugünkü ayaktakımı arasında en iyi hangisine kin duyuyorum? İşçinin içgüdüsünü, zevkini, kanaatkârlık hissini yıkan, onu kıskandıran, ona öç almayı öğreten… Sosyalist-ayaktakımına kin duyuyorum... Adaletsizlik, asla eşit olmayan haklarda bulunmamaktadır. Aksine, ‘eşit” haklar talebinde bulunmaktadır.”
Kanaatkârlık elbette ki kaybedilmemesi gereken hasletlerden biridir. Ama icap ettiği zaman kanaatkâr olmasını bilmeli. Toprak bomboş dururken bir avuç tarlayı ekerek "Benim ihtiyacımı bu kadarı karşılar." deyip oturan, daha fazlasını istemeyen fakirlikten kurtulamaz.
*Bir sosyal, politik mesaj nasıl edebi kalıplara, kılığa sokulur? *Angaje bir yazarlıkla, sanatkarlık nasıl birleştirilebilir? *Çekilen acı ve eziyet nasıl edebi olarak biçimlendirilip, stilize edilebilir?
Reklam
1.000 öğeden 521 ile 530 arasındakiler gösteriliyor.