110 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Lev Nikolayeviç Tolstoy. 1828-1910.. Tarihin en büyük yazarlarından.. Soylu bir ailenin çocuğudur. Gençliğinde Hukuk ve Doğu Dilleri eğitimini yarıda bırakmış. Voltaire ve Jean Jacques Rousseau'ndan etkilenmiştir. Batıyı, kendi ülkesini, insanların yaşamını gözlemlemiş ve eleştirel yaklaşımlar sergilemiştir. Askerlik görevlerinde bulunmuş, başarı göstermiş, Kırım Savaşı'nda ölenlerin sayısı ve dehşetten sonra ordudan ayrılmış. Öğrenim ve eğitimle ilgili yeni yaklaşımlar ortaya koymuştur. Fakirlik, şiddet dert edindiği konulardır. İnsana dair bu konular eserlerinde hep yer alır. Hayatın anlamını arayışı ölünceye kadar sürmüştür. İnsan Ne İle Yaşar adlı bu kitaptaki öykülerde kanaatkarlık, merhamet, sevgi, önyargı ve Tanrı inancı başlıca işlenen kavramlar. Çok sade bir dille ancak çok güçlü bir ifade şekli ile yazılmışlardır. Tolstoy'un anlam arayışına bulduğu cevapları anlamak mümkün. Bir kaynak: Lev Nikolayeviç Tolstoy’un “İnsan Ne İle Yaşar” Adlı Hikayesinin Değerler Eğitimi Açısından İncelenmesi - Aynur Pala (Opus Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi) #edebiyat #rusedebiyatı #tolstoy #okumalarım #insanneileyaşar
İnsan Ne İle Yaşar
İnsan Ne İle YaşarLev Tolstoy · Mahzen Yayınları · 2019193,7bin okunma
"Marcus Aurelius 'herhangi bir yeteneksizlik ya da kabiliyetsizlik mazeretine mahal vermeden' herkes tarafından uygulanabilecek şekilde belirlenmiş bazı ilkeleri şöyle sıralar: dürüstlük, şeref, sıkı çalışma, özveri, kanaatkarlık tutumluluk, şefkat, bağımsızlık, sadelik, sağgörü , yüce gönüllülük. 'Unutma ki seni yönlendiren zihnin kendi kendine yerebildiğinde yenilmez olur . . . Tutkulardan kurtulmuş bir zihin kale gibidir: İnsanların sığınabileceği daha güçlü bir yer yoktur.' Çağımızın dilini kullanacak olursak, Marcus Aurelius'un, mutluluk arayışında olanların nihai sığınağı olarak kişiliği ve vicdanı saptadığını söyleyebiliriz: Başka bir yerde ardında varis ya da vasiyet bırakmadan yitip gitmeye mahkum olan mutluluk düşlerinin hüsrana uğramayacağı tek yer. Marcus Aurelius'un ileri sürdüğü mutluluk reçetesi kendi kendine yeterlidir, kendine gönderme yapar ve hepsinden önemlisi kendi kendini sınırlayıcıdır. Hatalı yolları bilip onlardan sakının, doğanın dayattığı ve kaçışın olmadığı sınırları kabul edin. Değişken olup hiçbir sınır tanımasalar da tutkular sizi yoldan çıkaracaktır, ama neyse ki tutkuları etkisiz ve güçsüz kılacak güçlü bir silah olan akla da sahipsiniz. Mutlu bir yaşamın sırrı tutkularınızı dizginlemek, aklınızıysa dörtnala koşturmaktır."
Sayfa 57 - Çeviren: Akın Sarı, İstanbul: Versus Kitap, 2011.Kitabı okudu
Reklam
Tutumluluk tam olarak kanaatkarlık değildir kanaatkarlık da Aşırıya kaçma aşırı yemek aşırı zenginlik aşırı mal aşırı zevk eğilimine direnme durumun söz konusudur kanaatkarlık zevkten aşırılar yönelen eğilimi saptar kendini tutma çoğu zarar azı karar meselesidir kanaatkarlıkta bir kıtlık zevkleri Hor Görme ya da daha ziyade zevk korkusu vardır kanaatkar olmak koy vermenin redüi kapılıp gitme korkusuyla aşırılıktan kaçınmaktır tutumlulukta ise sadeliğin doyurucu olduğunu asla ve hiçbir şeyle yakalanan kusursuz hazzı keşfetmektir su bir meyve ve rüzgarın soluğu Ah Soluduğumuz havayla sarhoş ülabelmek diyv yazar Thoreau 86 Sabah yürümek doğal başlangıçların gücünü anlamaktır. 82 Hakikati aramak dış görünüşlari aşmak demektir Kendi kendimizin esiriyizdir toplumsal görüşün tiranlığından yakınınız ama Bireysel görüşün tiranlığı yanında o hiçbir şeydir kendi yargılarımıza saplanmışızdır yürümek kendini bulmak değil kendine yeniden şekil vermek için imkan yaratmaktır
Kanaatkarlık
Namık Kemal'in Vatan Yahut Silistre isimli kitabından bir bölüm alalım: “Eserdeki karakterler arasında tarihi gerçekliği en çok bilinen, Abdullah Çavuş'tur. Asıl adı ise Mustafa Çavuş'tur ve Manisa'nın Menemen kazasının Emirâlem köyündendir. Silistre Savaşı'na katıldığı zaman yirmi, yirmi beş yaşlarında idi. Savaştan sonra hükümet kendisine maaş bağlamış, fakat çalışabilecek durumda olduğu için devlete yük olmak istememiş ve bu maaşı kabul etmemişti. Aradan tam elli beş yıl geçtikten sonra, 1909 yılı Ağustos ayında, Mustafa Çavuş, bir gün İstanbul'a çıkagelmiş ve hükümet kapısına dayanmıştı. Yaşı seksene yaklaştığı için çalışacak hali kalmamıştı. Bu sebeple, hükümetin vaktiyle kabul etmediği yardımına artık lüzum görüyordu. Hükümet dileğini yerine getirdi ve Mustafa Çavuş köyüne döndü.” (Devlet Kitapları, 1969, sayfa 17)
Sayfa 44 - PROFİL
"Kanaatkarlık, tükenmeyen bir hazinedir." (Hz. Ali ra.)
120 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Feridüddin Attar'ın okumuş olduğum Pendname adlı eseri içerisinde öğütler vermesinin yanı sıra ahlaki olarak da olumlu davranışları amaçlamaktadır. Bireyin mutluluğu için erdeme ve ahlaka dayalı davranışlar öngörülmektedir. Bunlarla beraber kıskançlık yapmamak, nefse hakim olmak, cömert ve alçakgönüllü olmak, öfkeyi kontrol etmek, maddi şeylerden uzaklaşmak, kanaatkarlık, sabır, susmayı alışkanlığa çevirmek, vefa ve başkalarının kusurlarını örtmek vb. gibi öğütler verilerek karakterimizi olumsuz özelliklerden arındırabileceğimiz bizlere öğretilmektedir. Zengin bir karaktere sahip olmak için herkesin bu eseri okumasını tavsiye ediyorum. İyi okumalar diliyorum.
Pendname
PendnameFeridüddin Attar · Sufi Kitap · 20191,637 okunma
Reklam
442 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.