Dünyanın kelimeler yüzünden değişmesi ve kelimelerin de dünya yüzünden değişmesi ne garipti.
1821 ile 1913 yılları arasında sürmüş menfur bir soykırım var ki, bizler bunu unutmayı tercih etmiş ve bundan hiçbir ders almamışız. 1821 yılında, 26 Mart ile Paskalya Pazari arasında, özgürlük adına Yunanlı Hristiyanlar, 15 bin Yunanlı Müslüman'ı işkenceyle öldürüyor ve mallarını yağmalayıp evlerini yakıyorlar. Yunanlı kahraman Kolokotronis, hiç vican azabı duymaksızın övünmüş; çünkü cesetler o kadar çokmuş ki, atının nalları, Atina’nın şehir kapısıyla sitadel arasında yere asla değmemiş.
Reklam
Şimdi kuşlar kanatsız uçuyor gönlümüzde Bulutlar yağmura hasret Geceler gündüzü bekliyor içimizde
Sayfa 54
Biliyor musunuz, eğer içinizin çirkinleşmesine izin verirseniz dışınız da çirkinleşir.
O günlerde hamallar, hamallığı tekellerine almak için bir birlik oluşturmuş olan Vanlı Ermenilerdi.
“…Hayat bazen, hiç beklemediğimiz anlarda bize olmadık oyunlar oynar. Akşam güneş batarken, güneşi kaybetmekten korkmayız. Çünkü sabah uyandığımızda yeniden doğmuş olacaktır. Güneş doğmak üzereyken, yıldızları kaybedeceğimiz aklımıza gelmez. Çünkü gece olduğunda tekrar geri geleceklerdir. Ama bazen kaybolduğunu sandığımız şeylerin gerçekten yok olduğuna inanırız. Onların artık bir daha gelmeyeceğini düşünür ve sonra da oturup ağlarız. Parmaklarımızın arasından, kayıp gittiklerini düşünürüz. Onlara ne kadar yakın olduğumuzu unutup, kaybetmenin acısıyla hayata küseriz…”
Reklam
955 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.