"Dürüst polisler birbirine benzer ama ahlaksızlarının hepsi ayrı bir âlemdir.Hepsi rüşvet alır.Ama bazıları parayı isteksizce,bazıları açgözlülükle kabul eder.Kimileri kızar,diğerleri neşelenir.Bazıları işi şakaya vurur,bazıları yokuş yukarı koşmuş gibi terler.Bunu bir rekabete dönüştürmek isteyenler de olur,seninle kanka olmaya çalışanlar da."
Sayfa 133Kitabı okudu
Kanka yapmadığın şey mi ki
"Bilmediğim bir savaş falan başlatmadın değil mi?" Bana baktı ve siniri bozulmuş gibi gülmeye başladı. "Ne sanıyorsun beni?"
Sayfa 175 - Nova-DarenKitabı okudu
Reklam
Güzel soru kanka
Doğru ve hassas tartan terazi gibi dostların varsa, onlara şu zor soruyu sor, “Ben değerimi neyimden alıyorum?”
Sadece etrafımdaki insanlara bakıyorum, herkes sabahtan akşama kadar çalışıyor. Karınca gibiler. Yataktan kalkıp sürünerek işe gidiyorlar. Her sabah. Düşünebiliyor musun? Her sabah. Çoğu işini sevmiyor. Para kazanmak için çalışıyorlar. İşlerini gerçekten sevmedikleri için çoğu zaman mutsuzlar. Gönülsüz yapılan iş doğru düzgün para da kazandırmıyor bence. Herkes ancak geçiniyor. İşlerinden, iş yerlerinden, patronlarından, çalışanlarından, iş arkadaşlarından nefret ediyorlar. Pazar günü gelse de yaşasak diyorlar sürekli. Hafta yedi gün kanka, bunlar altı gününü yaşamıyor. Sadece pazar gününü günden sayıyorlar. Bu bana korkunç geliyor. Düşünsene yılı sadece 52 gün yaşıyorsun. Sevdiği işi yapanlar ise bambaşka. Onlar çalışmıyor bence. Yani hiç şikayet etmiyorlar. Onlara her gün tatilmiş gibi, her tatil de işmiş gibi geliyor. İşlerini çok sevdikleri için başarılı oluyorlar bence. Başarılı olunca da para kazanıyorlar.
“Şehitler ölmez, peki kimler ölür? Yarın tanışsan birlikte gülüşeceğin o delikanlıların neşesi ölür. Aynı yerde çalışsan kanka olacağın o delikanlının dostluğu ölür. Barda sarhoş olsan çılgın gibi dans edeceğin o delikanlının hevesi ölür. Maça gitsen birlikte heyecanla tezahürat yapacağın o delikanlının coşkusu ölür. Politika tartışsan çayına iddialaşacağın o delikanlının inancı ölür. Tanısan kardeşin kadar seveceğin o delikanlı ölür. Ve sen ölü sayarsın. Üç onlardan, beş bizden. Beş onlardan, üç bizden.
Atalarından çocuklarına öğüt.
Oglanım erde marımınça bol kanka tap katılgan "Evlatlarım! Her zaman hocalarınız gibi olun, hana hizmet edin, çalışıp çabalayın!"
Sayfa 278 - KronikKitabı okudu
Reklam
"HAYIR" HAYAT KURTARIR
En sevdiğim kelimelerden biridir,Hayır. İnanın hayat kurtarır. Biri sizden bir şey mi istedi. Ve sizin o şeyi yapmaya gönlünüz yok mu. Hiç mırın kırın etmeyin. Direk basın hayırı. Bakın ne kadar samimi, kısa ve net: HAYIR. Mesela bir örnek verelim; -Kanka bana biraz borç verebilir misin? -Hayır. Dediğim gibi. Sana söylenen şey en ufak bir şekilde kafanı karıştırıyorsa onun cevabı hayırdır.
Ben de birçoğu gibi...
Çocukluğumdan beri öyle çok arkadaşı olan biri değilim. Yani "can" arkadaşlarım, "kanka"larım yok pek.Kalabalıklardan çok hoşlanmam.
Fena,Manyak,Korkunç,Ateş Ediyor (!)
~|~ Farkında mısınız bilmem ama gençlerimiz tuttuğu takımın harika futbolunu tasvir için şöyle bir cümle kuruyorlar: “Abi bizimkiler fena oynadılar be!” Yedikleri yemeğin lezzetinden bahisle: “Manyak bir yemekti kanka, yok böyle bir şey!” Sevdikleri kızın endam ve zarafetini anlatmak için “Benim manita korkunç güzel ya!” Arkadaşlarının şıklığını ifade sadedinde: “Çocuğun ceketi ateş ediyor be abi!” Güzeli ve güzelliği tasvir için ellerinden bu kadar çirkin kelimeleri kullanmaktan başkası gelmeyen gençlerimizden güzel bir gelecek inşâ etmelerini ne hakla ve nasıl bekleyeceğiz? Kendi kelimelerini unutturup, başkalarının kelimeleriyle konuşmak zorunda bıraktığımız için ortada kendilerinden eser kalmayan çocuklarımıza kendin gibi ol demeye ne hakkımız var? İngilizce kelimeleri cânım lisanımızın içinde alelâde kullanmayı entelektüellik alâmeti saya saya Türkçeyi İngiliz aksanıyla konuşmaya başlayan nesiller, Âsım’ın neresine denk düşer, Diriliş’in hangi safhasında yer alır, Büyük Doğu müellifinden ne anlar? Kişinin kelimelerini değiştirmeden dünyasını değiştiremeyeceğini, kendi dünyasını kuramayanların başkalarının dünyasında başkaları gibi yaşamaya mecbur kalacağını, kendisi olamayan kimsenin bir başkasına yeni bir dünya teklifi sunamayacağını ne zaman anlayacağız? ~|~
Sayfa 124Kitabı okudu
Aganın, kanka net yaşandı, dediği olay:
Ağaç sıyırıp köklerinden, birini toprağın altından Bir tekme salladı Fadik’in kıçına Fadik balon gibi Yükselmeye başladı havalara
Adam Yayınları, İstanbul, 1982.Kitabı okudu
121 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.