Her evin kapısında Ceren Özdemir, reddedilen her korunma başvurusunda Ayşe Paşalı, her şarkıda Değer Deniz, her kuaförde Muhterem Evcil, her sınavda Ceren Damar, her kedi sevgisinde Merve Kotan, her plazada Şule Çet vardır. Her şehirde "Özgecan" adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde "Ölmek istemiyorum"
Muhtemelen birçoğunuzun tanıdığı kadın; Neslican Tay. Namıdiğer “Demir Kadın”.
“Belki kaybedeceğim ama savaşırken kaybedeceğim!” Bu cümleyle tanıyoruz onu, ama bu cümlenin ardında yatan gerçekleri de öğreniyoruz kendi yazdığı satırlarda.
19 yaşına birkaç gün kala hastalığını öğrenme süreci ile başlayıp tüm samimiyetiyle ve tüm gerçekleriyle
Herkese merhaba
Daha önce iki kez okunmayı deneyip yarım bırakmıştım bu kitabı. Hayatıma girme zamanını doğru ayarlayamamışım galiba:)
Kitapların da insanlar gibi olduğunu düşünmüşümdür hep. Doğru zamanda doğru şekilde hayatımıza girmeliler...
Ama kitabı okuduğum süre içerisinde defalarca yarım bırakma isteği kapladı içimi. Yine mi doğru zaman
* Kan ihtiyacımız kalmadı.
Allah hepinizden razı olsun.
#Acil
Ankara Demetevler Onkoloji Hastanesi'nde kanser tedavisi gören ablam için B Rh+ kana ihtiyaç vardır. Lütfen duyarsız kalmayalım.
İletişim : 05444734859- 05389328508
Yazarın insanı güzel anladığını düşünüyorum.Ateşin içinden konuşan bir insanın, bilgece öğütleri ve tespitleriyle karşılaşıyorsunuz.Kitabın iki önemli bölümden meydana geldiğini görüyoruz. Yazarın hayatını anlatması kitabın birinci bölümü. İkinci bölüm ise logoterapi yani anlam üzerinden terapi. Freud'un psikanaliz yaklaşımının bence daha
“(…)Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.”
Okuyup bitireli yaklaşık iki hafta oldu. Bu süre zarfında notlarımı tekrar gözden geçirmek için de çokça sürem vardı. Livaneli nasıl başarıyor bilmiyorum ancak etkili eserler üretebiliyor. Fakat bahsedeceğim bu kitabı kurgu ve ahenk yönünden, öncekilerin ya da benim önceki okuduklarımın biraz gölgesinde.
En baştan belirtmek istiyorum ki
- Bu inceleme Anthony Burges tarzında yazılmıştır. Argo kullanılarak, bir günümden kesit anlatılmıştır ve mizah amaçlıdır.. Lütfen ona göre okuyup değerlendirin sevgili okurlar :))
- Ben Mütevazi Anlatıcınız sabahın ayazı yüzümü deler gibi şlap şlup vururken, paldır palas evden çıkmış, şehiriçi servisine yetişmeye çalışıyordum. Telaş yalnızca
'Yaklaşık 10 sene evvel'
-Anneanne, bu basma çiçekli perdelerini hiç atma olur mu? Bana sakla.
"Ne yapacacaksın kızım bu perdeleri, çok eskidiler baksana.. Deden tee düğün zamanı almıştı bunları bana. İlk kendisi asmıştı bu pencerelere. Gelin kızlık perdelerimdi yani, o gidince değiştiremedim kaldılar öylece. Modası geçmiş diyorlar, doğru